Ana içeriğe atla
Image
Haber yatay görseli
Share

Ekoloji Kolektifi: 2015 Genel Seçimlerine Doğru Ekoloji ve Kent Mücadeleleri için Program Tartışmasına Çağrı

Ekoloji Kolektifi, 2015 seçimlerinden önce ortak program oluşturmaya yüzü dönük aşağıdaki metni, seçim sürecinde  tartışmak üzere kamuoyuna sunuyor. Çevre ve kent mücadelesi içinden kurulan prensiplerin seçime giren siyasi partiler tarafından da sahiplenilmesini umuyor.

Ekoloji Kolektifi, 2015 seçimlerinden önce ortak program oluşturmaya yüzü dönük aşağıdaki metni, seçim sürecinde  tartışmak üzere kamuoyuna sunuyor. Çevre ve kent mücadelesi içinden kurulan prensiplerin seçime giren siyasi partiler tarafından da sahiplenilmesini umuyor.

Ekoloji Kolektifi

Türkiye toplumu, doğası, kentleri, kırı, emekçisi için Haziran 2015 Genel Seçimleri çok önemli bir nitelik taşıyor. Ekoloji ve kent mücadeleleri uzun yıllardır ekolojik, özgürlükçü, demokratik, dayanışmacı, eşitlikçi ve adil bir toplum oluşmasının, doğanın da özgürleşmesi anlamına geleceğini savunuyor. Buna karşın son 35 yıldır hüküm süren ve son 10 yıldır arsızlaşan neoliberal düzende, doğanın ve kentlerin yağmalanması giderek hızlandı. Kent ve çevre yönetimine hakim olan özelleştirme, metalaştırma, piyasalaştırma, denetimsizleştirme ve bunların sonucunda  ortaya çıkan mülksüzleştirme ve yerinden edilme süreçleri yaşam alanlarının ve koşullarının giderek daha fazla bozulmasına yol açtı. Bu gidişat hepimizi havanın suyun, toprağın, denizin, derenin yok olduğu dibi görülmeyen bir yıkıma doğru savurmakta.

Üstelik tüm bu yıkımın karşılığında vaat edilen ‘ekonomik büyüme’ ve ‘zenginleşme’, ne sosyal adalet ne de geniş kesimler için refah getirdi. Türkiye’nin büyüme modeli sınırlı bir kesimin nemalanmasıyla, artan gelir uçurumuyla, yaşamın her alanının güvencesizleşmesiyle sonuçlandı. Ekonomik büyüme ve bununla eş tutulan ‘kalkınma’ hayaliyle yapılan yatırımların sonucunda yaşam biçimimiz sadece kendimiz için değil tüm canlılar için daha fazla hastalık üretir oldu. Türkiye’nin bitmek bilmez kalkınma macerasının gölgesi, termik santrallerle saçılan zehire, HES’lerle el konulan nehirlere, köprüler için kıyılan ağaçlara, rant için yerlerinden edilen mahallelere düştü.

Bugün toplumun bireyci ve rekabetçi, dayanışmadan uzak, erkek egemen bir şiddet diline mahkum niteliği gelecek kaygılarını derinleştiriyor. Büyük yatırımların, zaten yamalı bohça haline gelmiş çevre mevzuatında yapılan yeni değişikliklerle toplumsal denetimden koparılması, bu yatırımların önünü açmak için temel hak ve özgürlüklerin budanması sonucunda güvencesiz, yoksul ve kendi doğasından hızla uzaklaşan bir toplum oluştu. Nitelikli iş bulamamak, bulunan işlerde  güvenceli çalışamamak, çalışmaktan başka bir şeye zaman ayıramamak temel insani sorunlar olarak toplumun büyük çoğunluğunu etkisi altına aldı.

Bu bağlamda ortak program oluşturmaya yüzü dönük bu metni, seçim sürecinde  tartışmak üzere kamuoyuna sunuyoruz. Çevre ve kent mücadelesi içinden kurulan bu prensiplerin seçime giren siyasi partiler tarafından da sahiplenilmesini umuyoruz.

Farklı coğrafyalarda farklı şekillerde dile getirilen (Bolivya’da buen vivir, Ekvator’da sumak kawsay ve Güney Afrika’da ubuntu) ve ekonomik refaha indirgenemeyecek “iyi yaşam” olgusunun bir politikalar bütünü olarak, topluma barış, eşitlik, adalet, dayanışma, karşılıklı yardımlaşma, güven, sağlık, huzur getirebileceğini ve böylelikle doğayı, şehirleri ve geleceğini yeniden kazanabileceğini düşünüyoruz. Öte yandan, aşağıda tasvir etmeye çalıştığımız ve özlediğimiz bir ülke için öncelikle silahların susmasını güvence altına alan somut adımlara dayalı bir kalıcı barışın tesis edilmesinin elzem olduğunu düşünüyoruz.

Bu metin ile iki şey amaçlıyoruz. Birincisi farklı toplum kesimlerinde bir farkındalık yaratmak: Üniversite, sendika, platform, hareket, yerel ekoloji mücadelesi gibi zeminlere bütünlüklü bir tartışma daveti yapıyor, davetimize karşılık alacağımızı umuyoruz. İkinci olarak, bu vesileyle seçim sürecinde, tartışmalarla geliştirilecek bu programı sahiplenecek partilerin ortaya çıkmasını arzu ediyoruz. Bu siyasal öneriler bitmiş, son noktası konulmuş bir öneriler bütünü olarak algılanmamalıdır.  Bir tartışma ve programlı mücadele önerisi olarak görülmelidir.

1. Halkın Tüm Karar Alma Süreçlerine Katılımını Güvence Altına Alan Demokratik, Planlı ve Ekolojik Bir Kent Politikası İstiyoruz

2. Biyolojik ve Kültürel Çeşitliği Koruyan, Geliştiren ve İyileştiren Bir Üretim-Tüketim Kültürü İstiyoruz

3. Adalete Erişimi Güvence Altına Alan ve Yargı Kararlarına Uyan Bir İdare İstiyoruz

4. Ekonomiyi Toplumsallaştıran, İyi Yaşamayı ve Geçim Araçlarına Ulaşmayı Güvence Altına Alan Bir Yönetim İstiyoruz

5. Hastalık ve Yıkım Değil Adil, Eşit, Güvenceli ve Sağlıklı Bir Hayat Üreten Emek Süreçlerinin Tesis Edilmesini İstiyoruz

6. Cinsiyetçi ve Türcü Kamusal Politikalar Değil Tüm Ezilenleri Her Alanda Gözeten Politikalar İstiyoruz

7. Enerji Güvenliği ve Bağımsızlığı Kadar Enerji Adaletini de Önemseyen Bir Enerji Politikası İstiyoruz

8. Yurtiçinde ve Uluslararası Düzlemde İklim Adaletini Temel Alan Kapsamlı, Kapsayıcı ve Emek-Eksenli Bir İklim Politikası İstiyoruz

9. Siyasal İktidarı Bir Zorbalık Düzeni Haline Getiren Anlayışı Reddediyoruz

Detaylar ve tartışma metni için http://www.ekolojikolektifi.org/tur/tartismalar.html adresini ziyaret edebilirsiniz.

İlgili Dosyalar:

  1. Ekoloji Kolektifi [PNG] [55.48K]
Share
İlgili Eğitim