Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Fotoğrafta kendini tanıyamayan çocuklar

Hayat Sende Derneği'nden Abdullah Oskay ailesiz çocukları anlatıyor: "Yuvada yaptığımız bir çalışmada dört yaşındaki bir çocuğa fotoğrafını gösterdiğimizde kendisini tanımadığını gördük."

İçerik Alınlık Resmi

Hayat Sende Derneği'nden Abdullah Oskay ailesiz çocukları anlatıyor: "Yuvada yaptığımız bir çalışmada dört yaşındaki bir çocuğa fotoğrafını gösterdiğimizde kendisini tanımadığını gördük."

Türkiye’de çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, sevgi evi, çocuk evi gibi kurumlarda 12 bin çocuk ve genç barınıyor. 4 bin 600 çocuk ise koruyucu ailelerin yanında yaşıyor. Bu çocuk ve gençlerin önemli bölümü ciddi psikolojik sorunlarla boğuşuyor. Uluslararası istatistiklere göre bu korumada yetişenlerin yüzde 10’u yurttan ayrıldıktan sonra canına kıyıyor. Yüzde 14’ü fuhuşa, yüzde 20’si suça sürükleniyor. Türkiye’de ise yurttan ayrılan bireylere ilişkin istatistik yok.

Hayat Sende Derneği’nden Abdullah Oskay ailesinin yanında yetişme şansı olmayan çocukların yaşadıkları sıkıntıları Duvar’a anlattı.

yurt intiharları son bulsun - abdullah oskay

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na seslenerek yurt intiharlarının önlenmesi için kampanya başlattınız. Bu kampanyayla hangi kesimlere ulaşmaya çalışıyorsunuz?

Türkiye’de yurtlardan ayrılan bireylere ilişkin intihar haberleri derneğimize çok sık gelmekte. Yalnızca son 20 gün içinde yurttan ayrılan dört birey canına kıydı. Dernek olarak artık buna bir dur demek için kampanya başlattık. Kampanya ile toplum, kamu kurumları ve medya nezdinde yurtlardan ayrılan bireylerin sorunları üzerine kapsamlıca düşünülmesini sağlamak istiyoruz.

‘GÜVEN BUNALIMI ORTAYA ÇIKIYOR’

Son 20 gün içerisinde yurttan ayrılan 4 bireyin canına kıydığını söylediniz. Sizce bu yurtlardan kaynaklı bir sorun mudur, bu sorunun ana nedeninin ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Yuva ve yurtlarda ailesiz bir ortamda yetişmenin çocuklar için şiddetle eşdeğer olduğu akademik araştırmalarca defalarca ispatlanmıştır. Yuvada ve yurtta yetişen çocukların bir boşluk duygusunda yaşadığı, bir çocuğun temel sorusu olan “Ben kimin aklındayım?” sorusuna yanıt bulamadığı, geçmişini anlamlandıramadığı, birçok çocuğun tek bir fotoğrafı bile olmadan yurttan ayrıldığı görülmektedir. Yuvada yaptığımız bir çalışmada dört yaşındaki bir çocuğa fotoğrafını gösterdiğimizde kendisini tanımadığını, başka bir arkadaşını gösterdiğimizde ise onu tanıyabildiğini gördük.
Sorunun nedenlerini araştırdığımızda yuvadaki aynaların bile çocuklara göre yapılmadığını, çocukların kendi yansımalarını hiç görmediklerini fark ettik. Bu ve benzeri birçok sorundan dolayı yuvalarda yetişen çocuklarda özbenlik saygılarının düşük olması gibi problemler olabiliyor. Ayrıca, gönüllü ve bakım verenlerin çok sık değişmesi çocuklarda bağlanma bozukluklarına neden olup, insanlara ya çok kolay güvenme ya da hiç güvenememe gibi sorunlara neden oluyor. Yuvada ayrıca önemli problemlerden birisi de, çocuğun düştüğünde ağlaması gibi durumlarda etrafına bakınması, bakıcıların iş yükü gibi nedenlerden dolayı ağlamakta olan çocuğa ilgi göstermemesi gibi nedenler yer almakta. Bu durum, bu çocukların ileriki yaşamlarında da sosyal destek mekanizmalarına güvenmelerini zorlaştırıyor. Psikolog yardımı gibi yardımları ret edebilir hale geliyorlar. Boşluk duygusu, bağlanma bozuklukları, psikososyal mekanizmalara güvenememe ve yeterli destek mekanizmalarının olmaması korumadan ayrılan bireylerin intiharının bizce ana nedenleri.

yy55

‘AKADEMİK ÇALIŞMALAR YAPILMIYOR’

Peki sizce toplum ve yurtlar üstlerine düşen görevi yerine getiriyorlar mı?

Korumadan ayrılan bireylerin sorunlarına ilişkin toplumda ve medyada yeterince farkındalık yok. Çocuklara on iki yaşına kadar acıma ve merak, on iki yaşından sonra korkuyla yaklaşılıyor. Bu çocuklar hayatlarının birçok alanında ayrımcılığa, ötekileştirmeye maruz kalıyor. “Ben yurttan gelin istemem” diyen de var, “Annem seninle arkadaşlık etmemi istemiyor” diyen de. Bu durum koruma altında yetişen bireyleri oldukça fazla örseliyor.
Akademik alanda da korumadan ayrılan bireylere ilişkin çalışmalar oldukça yetersiz. 2012 yılında YÖK veritabanını incelediğimizde yurttan ayrılan bireylere ilişkin yalnızca bir adet akademik çalışma vardı. Biz bu sayının artması için de çok çalıştık. Ama hala istenen nitelik ve sayıda akademik çalışma yapılmıyor.

‘NİTELİKLİ PERSONELLER İSTİHDAM EDİLMELİ’

Yurtlardan ayrılan bireylerin yaşama daha sağlıklı başlaması çok önemlidir. Bununla ilgili olarak sizce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı üzerine düşen görevi yerine getiriyor mu?

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ise tüm il müdürlüklerinde Bakım Sonrası Rehberlik Hizmetleri Birimlerini kurması ve gerekli sayı ve nitelikte personeli istihdam etmesi çok önemli. Ayrıca, yurtlardan ayrılan bireylere ilişkin kapsamlı istatistiklerin yayınlanması sorunun çözümü ve kamuoyunun gerekli kaynakları bu alana yönlendirmesi için gerekli. Yurttan ayrılmadan önce de aktif bir planlamayla ayrılan bireyin nerede yaşayacağı, nerede çalışacağı gibi hususlarda da yoğun çalışmalar gerçekleştirilmeli. Ayrıca, yurttan ayrılan bireylere ilişkin devlet tarafından etkili psikososyal hizmetler sağlanması ve bu bireylerin devlet tarafından takip edilmesini, intiharların nedenleri ve çözüm önerilerinin Meclis Araştırma Komisyonu’nca araştırılmasını istiyoruz. Bunun yanı sıra, devletten ana beklentimiz, Sosyal Güvenlik Kurumu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı veri paylaşım protokolü imzalayarak yurttan ayrılan bireylere ilişkin kaliteli istatistik yayınlamalıdır.

Toplumda bu duyarlılığın aşılması için çağrılarınız var mı?

Yuva ve yurtlarda yetişen bireylere ilişkin ayrımcı söylem ve eylemlerden kaçınılmasını çok istiyoruz. Bu yaklaşımlar çocukların ve gençlerin bilinçlerini yaralıyor. Toplumdan ana beklentimiz, koruyucu aile ve evlat edinme hizmet modelleriyle çocukların hak ettikleri sevgi ortamında ailede yaşamalarını desteklemesi. Koruyucu aile olması, evlat edinmesi. Bunun yanı sıra, kampanyamıza da destek vermeleri çok önemli. Kampanyaya destek vermek isteyenler www.change.org/yurtintiharlarisonbulsun linkinden kampanyayı imzalayabilir.

‘GENÇLERİN KADERİ BU OLMAMALI’

Yurtlarda kalan bireylerin daha iyi şartlarda yaşayabilmesi için herkes elini taşın altına koyabilir. Değişimin bir parçası olabilirler. Gençlerin kaderi bu olmamalı. Yurtlarda yetişmiş bireylerce kurulan Hayat Sende Derneği olarak bizler korumadan ayrılan bireylere; devlet tarafından etkili psikososyal hizmetler sağlanmasını, bu bireylerin devlet tarafından takip edilmesini, bu bireylere ilişkin kapsamlı ve kaliteli istatistik yayınlanmasını, intiharların nedenleri ve çözüm önerilerinin Meclis Araştırma Komisyonunca araştırılmasını talep ediyoruz.

Abdullah Oskay kimdir?

Abdullah Oskay, devlet korumasında kalan çocuk ve gençlerin temel yaşam becerilerini kazanmış şekilde eşit ve ayrımcılığa uğramadan hayata atılması için çalışan Hayat Sende Derneği’nin kurucuları arasında yer alıyor. Koruma altındaki çocuklarla yaptığı çalışmalar ve Türkiye’de sivil toplumun gelişimine verdiği desteklerle Bilgi Genç Sosyal Girişimci Ödülünü aldı, JCI tarafından Senato Özel Ödülü’ne layık görüldü. Sabancı Vakfı tarafından Fark Yaratan Kişi, dünyanın en büyük sosyal girişimcilik ağı Ashoka Vakfı tarafından da Ashoka Fellow seçildi. Oskay, Asia21 Girişimi tarafından da Asya’nın en etkili 24 genç liderinden birisi seçildi.

Hayat Sende Derneği

Hayat Sende Derneği 2007 yılında devlet korumasında yetişen bir grup genç tarafından kuruldu. Derneğin amacı, koruma altında yetişen çocuk ve gençlerin eşit ve ayrımcılığı uğramadan hayata atılmasını sağlamak.
http://hayatsende.org/

Hacı Bişkin, Gazete Duvar

İlgili Dosyalar:

  1. yurt intiharları son bulsun - abdullah oskay [JPG] [65.71K]
Share
İlgili Eğitim