Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Yaşam savunucuları doğa katliamına direnen ağaçlar ile buluştu

Kuzey Ormanları Savunması, ÇEKÜL, Türkiye Ormancılar Derneği, Sarıyer Kent Dayanışması Kuzey Ormanları’na hançer gibi saplanan 3. köprü kesim alanındaydı.

İçerik Alınlık Resmi

Kuzey Ormanları Savunması, ÇEKÜL, Türkiye Ormancılar Derneği, Sarıyer Kent Dayanışması Kuzey Ormanları’na hançer gibi saplanan 3. köprü kesim alanındaydı.

Yaşam savunucuları İstanbul’un Kuzey Ormanları’nı talan eden mega projelere karşı her geçen gün daha kalabalık bir birlik oluşturuyor. Çekül Vakfı, Kuzey Ormanları Savunması, Sarıyer Kent Dayanışması ve Türkiye Ormancılar Derneği, bugün (29 Mart 2015), Ormancılık Haftası ardından İstanbul’a can veren ekosisteme bir hançer gibi saplanan 3. köprü güzergahına “Ağaçların dili olmaya, Kuzey Ormanları’na” çağrısıyla  yürüdü. Kadıköy ve Hacıosman’dan kalkan otobüslerle, öğle saatlerinde İstanbul’un taze meyve-sebze kaynağı olan Gümüşdere Köyü’ne gelen yaşam savunucuları, köy içinden başladıkları 3 kilometrelik bir orman içi doğa yürüyüşüyle 3. köprü şantiyesine vardı.

Şubat ayında İSKİ’nin arıtma tesisi açma girişmi Danıştay’dan dönünce, kanunen tarım dışı amaçla kullanılamayacağı kesinleşen Gümüşdere seralarının ve tarım arazilerinin yanı sıra, ormanların ve meraların asıl sakinleri olan birçok türden hayvanın gözlendiği yürüyüşte, “Ormana, hayvana, yeryüzüne özgürlük!”, “Ormanlar halkındır, satılamaz”, “Sermaye defol, ormanlar bizimdir!” sloganları atıldı.

Yaşam savunucuları, yanlarında getirdikleri çaputları ağaç gövdelerine doladı ve bu ağaçlara sözler verdiler. Çaput bağladıkları ağaçları kardeşleri ilan eden yaşam savunucularının sloganları şöyleydi:

“Kuzeyde AVM’ler oteller değil, dişbudaklar kestaneler yükselecek”

“Domuzun yuvası ormandadır, ormanda kalacak”

“Göklerinde egzos değil, yağmur bulutları ve kuş sürüleri süzülecek”

“Kesilip atılan kardeşlerin tek tek yeşerecek yeniden”

Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi Başkanı, Orman Mühendisi Ünal Akkemik’in köprü şantiyesinde okuduğu basın açıklaması şöyle:

Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü tarafından, ormanları korumak ve toplumu bilinçlendirmek amacıyla kuzey yarımkürede ilkbaharın, güney yarımkürede de sonbaharın başlangıcı olan 21 Mart günü, 1971 yılında Dünya Ormancılık Günü ilan edilmiş; ülkemizde de 1975 yılından itibaren 21 Mart Dünya Ormancılık Günü  ve Orman Haftası olarak kutlanmaya başlanmıştır.

Ancak, özellikle son 14 yıldır hükümetin sürdürdüğü çevre, kültür, tarım, hayvancılık ve konut  politikaları, şirketlere pazarlanan doğal yaşam alanları, tüm kaynaklarımızın uğruna gözden çıkarıldığı gayrımenkul, ulaşım ve enerji sektörleriyle Türkiye’nin geldiği noktada, Orman Haftasını bırakın kutlamayı, adını anmak dahi bir büyük bir çelişkiye dönüştürülmüş durumdadır.

Orman Haftası’nın ardından İstanbul

İstanbul’un resmi rakamlara göre orman varlığı 1971 yılında 270.484 hektar iken, bugüne dek yaklaşık 30.000 hektar alan orman dışına çıkarılarak ranta kurban edilmiş, sonuçta bu kentin orman varlığı 240.844 hektara düşürülmüştür.  Son birkaç yılda ise sadece 3. Köprü ve bağlantı yolları ile 3.Havalimanı’nın yok ettiği orman alanı toplam 8.715 hektar olup, son 30 yılda kaybedilen toplam 30.000 hektarın üçte biri kadardır. Yani İstanbul’daki orman katliamı, sözde kalkınma niyetli bu projelerle katlanarak artmıştır ve daha da arttırılmak niyetindedir.

Katil projeler, mega sorunlar!

Merkezden alınan kararlarla İstanbul’un suyunu, nefesini ve tüm canlılarını rant uğruna feda eden, onlara göre “mega”, biz yaşam savunucuları içinse “katil” olan 3. köprü, 3. havalimanı ve Kanal İstanbul projeleri en başta Kuzey Ormanlarını yok etmek niyetindedir. Bu noktada bizlerin savunduğu en önemli gerçek, “kalkınma” adı altında çözüm olarak sunulan bu  projelerin her birinin birer çözüm değil, rantı aşırı derecede yükselten ve nüfus artışını tetikleyen birer “mega sorun” olduğudur.

“Sorun”dur, çünkü “hukuksuz”dur! Bu projelerin ihale süreçlerinden, inşaat çalışmalarına dek tüm imar ve çevre mevzuatları hiçe sayılmıştır. Bu projeler, kendi ÇED raporlarında ortaya konan gerçekleri dahi görmezden gelmiştir. İstanbul halkından gizlenerek, torba yasalarla 3. köprü güzergahındaki araziler şimdiden AVM’ler ve otellere pazarlanmış, Kuzey Ormanlarının rant odaklı imar projelerine kurban edileceği açık seçik ortaya çıkmıştır.

Bu projeler “katil”dir, çünkü ormana, suya, hayvana ve insana düşmandır. Zamanında “bağlantı yolu” yapılmayacağı iddia edilen 3. köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu kapsamında onlarca bağlantı yolu açılmış, milyonlarca ağacın canına kıyılmış, Kuzey Ormanları ekosistemi şimdiden parçalara ayrılmıştır. Bunun yanında 3. havalimanı projesi için göller kurutulup doldurulmuş, bölgenin esas sahipleri olan hayvanlar yuvalarından edilmiş, kentin su kaynakları tehlikeye atılmıştır.

Bu mücadele yeni başlıyor!

Bizler köprünün, havalimanının, kanalın ve önümüze sürmeye hazırlandıkları her türlü projenin; Kuzey Ormanlarını “yeni şehir” adı altında lüks konut projelerine, iş merkezlerine, marinalara, eğlence parklarına, mesire alanlarına açacak birer araç olduğunun farkındayız. Bu araçları kullananları ve gerçek niyetlerini biliyoruz. Ülkenin dört bir yanında sularımızı HES’lere sığdıranlardan, dağlarımızı madenlerle delik deşik edenlerden, koylarımızı kiralık gayrımenkuller olarak görenlerden biliyoruz. Kentlerimizdeki parklara bahçelere göz dikenlerden, Atatürk Orman Çiftliği’ne yerleşirken Ankarayı parsel parsel satan ve sattıranlardan biliyoruz ve çok iyi tanıyoruz.

Bugünün ve geleceğin tüm hükümetlerine, yerel yöneticilerine, şirketlerine sesleniyoruz;

Biz burada, Kuzey Ormanlarındayız. Sizden sonra da burada, milyonlarca ağacın ve hayvanın kardeşi olmaya devamWP_20150329_14_38_21_Pro edeceğiz. Rant hırsıyla kesip attığınız bütün ağaçları tek tek yeşertecek, yuvalarından ettiğiniz tüm canlıları ormana geri döndürecek ve sahibi olmaya çalıştığınız Kuzey Ormanları ekosistemini parçalanmaz bir bütün olarak yeniden yeşerteceğiz!

İstanbul halkına sesleniyoruz;

Kuzey Ormanları “katil projelere” karşı direniyor. Bugüne kadar yapılan tahribat bu ekosistemi hala yok edemedi. Kuzey Ormanları hala burada, hala milyonlarca ve hala hepimize yaşam vermeye devam ediyor. Bu hala başlangıç ve biz mücadeleye yeni başlıyoruz. Suyuna, nefesine, ağacına, yaşamına sahip çıkan herkesi, tüm İstanbul halkını Kuzey Ormanlarıyla kardeş olmaya, bu mücadeleye ortak olmaya çağırıyoruz!

Kuzey Ormanlarında AVM’ler oteller değil, kestaneler meşeler yükselecek!

Göklerinde egzoz dumanları değil, yağmur bulutları kuş sürüleri süzülecek!

Ve kesilip atılan kardeşlerimiz tek tek yeşerecek, yeniden!

Kuzey Ormanları Savunması

Türkiye Ormancılar Derneği

Sarıyer Kent Dayanışması

Sendika.org

Share
İlgili Eğitim