
Kararda Avrupa’daki birçok ülkede demokrasinin temel ilkeleri olan insan hakları, hukukun üstünlüğü ve sivil toplumun işleyişinin ciddi tehdit altında olduğuna dikkat çekildi:
“İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin üzerinden seksen, Demir Perde’nin yıkılmasının üzerinden otuz beş yıl geçmiş olmasına rağmen, hak temelli düzen sorgulanmaktadır ve dünya nüfusunun yalnızca %20’si demokrasilerde yaşamaktadır. Bu demokrasilerin çoğu Avrupa’da yer alsa da köklü demokrasiler bile gerileme işaretleri göstermektedir. Avrupa Konseyi’ne üye birçok devlet, “demokratik” olarak tanımlanmayı dahi zor hak etmektedir.”
Sivil topluma “devlet düşmanı” muamelesi
Metinde demokratik değerlerin aşındığı, ifade ve örgütlenme özgürlüklerinin sınırlandığı, özellikle kadınlar ve kırılgan grupların hedef alındığı da vurgulandı. Hükümetlerin giderek daha fazla sivil toplum örgütünü düşman olarak tanımladığına, “yabancı etki ajanı” yasaları gibi düzenlemelerin sivil toplumu baskı altına aldığına da dikkat çekildi.
“Hükûmetlerin sivil topluma yönelik doğrudan düşmanlığı artmaktadır. Avrupa’da giderek daha fazla sayıda devlette, çok çeşitli sivil toplum örgütleri hükümet düşmanı olarak tanımlanmaktadır. Konsey ve Avrupa Birliği’nin değer ve standartlarına uygun hareket etseler bile, daha fazla sayıda sivil toplum aktörü devlet düşmanı, hain ya da “geleneksel olmayan” değerlerin propagandacısı olarak damgalanmaktadır.”
Dezenformasyon ve popülizm demokratik düzenleri zayıflatıyor
Tavsiye Kararı’nda sosyal medya platformlarının kötüye kullanımı, dezenformasyon kampanyaları ve demokratik değerleri zayıflatan popülist söylemlerin artışı da tehdit unsurları arasında sıralandı.
Metinde ABD ve Çin merkezli şirketlerin kontrolünde olan çeşitli sosyal medya mecralarının ve Rusya tarafından yürütülen yoğun anti-demokratik propagandanın yanıltıcı haberleri ve organize dezenformasyon kampanyalarını desteklediği ve toplumları milliyetçi, anti-liberal ve anti-demokratik söylemleri destekleyen popülist mesajlara karşı her zamankinden daha savunmasız hâle getirdiği ifade edildi.
“Yeni Demokratik Anlaşma”ya destek
Metinde Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Alain Berset’in 2025 Raporu’nda paylaştığı “Yeni Demokratik Anlaşma”ya da atıfta bulunuldu. Kararda “Anlaşma aracılığıyla demokratik yönetişimi güçlendirme girişimini ve 2027’de yeni bir Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi düzenleme planını destekliyoruz. Demokratik Anlaşma’nın ve zirveye giden yolun, özellikle demokratik süreçlerde —gençler, engelliler ve yoksulluk içinde yaşayanlar gibi— en fazla dışlanan gruplar için halkın katılımını esas alması gerektiğine kuvvetle inanıyoruz.” denildi.
Avrupa Konseyi’ne güçlü çağrı
Tavsiye Kararı’nda Avrupa Konseyi’ne yapılan çağrılar arasında, sivil alanın korunmasının Konsey’in tüm süreçlerine ana akım olarak entegre edilmesi de yer aldı.
Kararda, sivil toplum aktörlerinin şikâyette bulunabilmesi ve destek arayabilmesi için kolay erişilebilir mekanizmalar kurulması, ayrıca Konsey’e bağlı tüm izleme mekanizmalarının çalışma yöntemlerine sivil alan konusunun dâhil edilmesi gerektiği vurgulandı.
Çağrıda, Konsey’i
- “Mevcut insan hakları standartlarını koruma ve yapay zekâ, iklim koruma, çevre ve en önemlisi sivil alan ile demokratik katılımın korunması gibi alanlarda yeni standartlar belirlemede merkezi bir rol oynamaya,
- Üye devletlerin insan hakları yükümlülüklerine uymamaları durumunda mevcut hukuki araç ve mekanizmaları kullanarak onları sorumlu tutmaya ve bu araçları kullanma yönünde politik irade göstermeye; özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamaya,
- Üye devletlerdeki sivil alan ihlallerine kararlılıkla tepki göstermeye ve ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve toplantı özgürlüğü haklarını onlara hatırlatmaya, çağırıyoruz.” denildi.
Metnin orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.
USTÖ’ler Konferansı nedir?
Uluslararası Sivil Toplum Örgütleri Konferansı (USTÖ’ler Konferansı), Avrupa Konseyi nezdinde katılımcı statüye sahip uluslararası sivil toplum kuruluşlarının temsil organıdır. Örgütlü sivil toplumun Avrupa Konseyi’nin çalışmalarına katılımını kolaylaştıran yasal bir statüye sahip olan bu yapı, aynı zamanda sivil toplumun sesi olma işlevi görür.
Yaklaşık 50 yıldır faaliyet gösteren USTÖ’ler Konferansı, sivil toplumun Avrupa Konseyi ile etkileşim kurarak Konsey’in hedeflerine katkı sunabileceği bir platform sağlar. Katılımcı demokrasiyi, aktif yurttaşlığı ve örgütlenme özgürlüğünü teşvik eden yapısıyla, Avrupa’daki demokratik değerlerin güçlenmesine katkıda bulunur.