Ana içeriğe atla
Image
Sıkça Sorulan Sorular
Share

Sıkça Sorulan Sorular

Sorunuzun cevabını STGM'ye Sıkça Sorulan Sorular bölümünde bulamıyorsanız [email protected] adresinden bize ulaşabilirsiniz.

2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca, “yardım toplama süresinin takdiri, izin veren makama aittir. Bu süre bir yılı geçemez. Ancak, haklı sebeplerin bulunması halinde verilen süre, izin veren makamca bir yılı geçmemek üzere uzatılabilir”. Dernekler tarafından yapılan yardım toplama başvurusu üzerine yardım toplama faaliyeti, bir ilin birden fazla ilçesini kapsıyorsa o ilin valisinden, bir ilçenin sınırları içinde ise o ilçenin kaymakamından izin alınır. Yardım toplama izni veren bu makamlar, aynı zamanda bu iznin süresi konusunda da takdir yetkisine sahiptir ve iznin süresi konusunda nihai karar bu makamlarca verilir. Yardım toplama izin süresi bir yılı aşamaz. Yani, yapılan başvuru üzerine verilecek izin süresi maksimum bir yıl olabilir. Ancak, bir yılın bitiminde, ilgili dernek tarafından yeniden talepte bulunulması ve haklı sebeplerin varlığı hâlinde verilen bir yıllık sürenin uzatılması mümkündür. Uzatma konusundaki karar, izni veren makamlarca verilir. Ancak, bu uzatma süresi de bir yılı aşamaz. Yasa metninde uzatma talebinin sadece bir defaya mahsus yapılabileceğine dair kısıtlayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, haklı sebeplerin varlığı hâlinde, uzatma süresinin bitiminde, dernek tarafından yeniden izin süresinin uzatılması talebinde bulunulması mümkündür. Haklı sebep, her olay ve durum için ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken bir nitelik taşır. Haklı sebep olması hâline örnek olarak, bir derneğin, bir kişiye tekerlekli sandalye almak üzere yardım izni alması durumunda, süre sonunda tekerlekli sandalye için gereken para tutarına ulaşılamamış olması gösterilebilir.

İktisadi işletme kurmakla iktisadi işletmeler değil dernekler tacir sıfatı kazanır fakat kamuya yararlı dernek ve vakıf statüsü almış kurumlar iktisadi işletme kurduklarında tacir olan iktisadi işletmelerdir, kendileri bu sıfatı kazanamaz. 

Faydalanıcı, aşağıdaki ölçütlerden birine uygun olarak KDV muafiyet belgesi için başvuru yapabilecektir;

  • Hibe tahsisi 4 milyon TL'nin altında veya buna eşit ise, faydalanıcı Vergi Dairesi Müdürlüğüne başvurmalıdır,
  • Hibe tahsisi 4 milyon TL'den fazla ise, faydalanıcı, Ankara Gelir İdaresi Başkanlığına başvurmalıdır.
  • Faydalanıcılar Ankara dışındaysa ve hibe tahsisi 2 milyon TL'nin altında veya buna eşit ise, faydalanıcılar bulundukları illerdeki Vergi Dairesi Müdürlüklerine başvurmalıdır. Vergi Dairesi İl Müdürlüğü'nün bulunmaması halinde, faydalanıcılar kendi illerindeki Yerel Vergi İdarelerine (Defterdarlıklar) başvurmak zorundadırlar.
  • Faydalanıcılar Ankara dışındaysa ve hibe tahsisi 2 milyon TL'nin üzerinde ise, faydalanıcılar bulundukları illerdeki Vergi Dairesi Müdürlüklerine başvurmalıdır. Vergi Dairesi İl Müdürlüğü bulunmaması halinde Ankara'daki Gelir İdaresi Başkanlığı'na başvurmaları gerekir.

IPA II Tebliği ve hibe miktarına ilişkin yukarıdaki kriterler uyarınca, TL cinsinden tahsis hesaplanırken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz kurları dikkate alınmalıdır. 

Daha fazla bilgi için IPA II Tebliğine bakabilirsiniz.

STÖ içinde üyeler, bağışçılar ve gönüllüler, kuruluşun profesyonel çalışanını destekleyen önemli bir güçtür. Bu gücün artması STÖ’nün çalışma alanında büyümesi demektir. Geniş ve nitelikli bir gönüllü tabanı, STÖ’nün parasal olanaklarıyla belki de hiçbir zaman sahip olamayacağı bir insan kaynağını maddî bir harcama yapmadan kullanabilmesi demektir.

STÖ’ler için gönüllü gücünü kullanabilmek önemli bir beceridir. Gönüllüler aynî ve maddî kaynaklara ulaşılmasından, yönetime destek olmaya; toplumda katılımcılığın özendirilmesinden, kuruluşun başarısının ve hizmetlerinin yayılmasına kadar çok farklı işlevler üstlenebilir.

Ayrıca,

  • STÖ'nün gönüllülerle çalışması kurumun tanınırlığını artırır, hizmet ve çalışmalarının toplum tarafından görülmesini sağlar,
  • Gönüllüler STÖ ile toplum arasında köprü görevi görür,
  • Gönüllüler, STÖ'nün hizmetlerinin daha etkili olmasına katkı sağlar,
  • STÖ’lerin kısıtlı bütçelerle, insan kaynağıyla ve bazı güçlüklerle yürüttükleri projeler gönüllülerin desteğiyle daha rahat hayata geçirilebilir,
  • Gönüllülerin verdiği destek, STÖ'lerde profesyonel olarak çalışan ekip için de motivasyon sağlar,
  • Konusunda uzman olanların, eğitim seviyesi yüksek ve/veya proje konusunda deneyim sahibi kişilerin, gönüllü olarak katılımı STÖ’lerin çalışmalarındaki verimliliği, etkiyi ve çalışma kalitesini olumlu yönde etkiler.

Daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynakları inceleyebilirsiniz 

Sivil toplum örgütlerinin çözmeye çalıştığı temel sorunlardan biri de finansal konular ve finansmana erişimdir. Öte yandan STÖ’lerin varlıklarını devam ettirebilmeleri, yani sürdürülebilirliklerini sağlamalarının tek başına finansal kaynaklara ulaşmaktan geçmediğini de belirtmek isteriz. Bir STÖ, kuruluşundan itibaren, maddi manevi tüm öz kaynakları, üyeleri, gönüllüleri, hedef kitlesi, diğer paydaşları, ilişki ağları, uluslararası etkileşimi, kurumsal yapısı, yasal statüsü, yani aslında tüm örgütsel kapasitesiyle bir kaynaklar bütününü oluşturuyor. Bu sebeple de kaynak geliştirme kavramı aslında bu bütünlüğün geliştirilmesi, yürütülmesi/yönetilmesi ve süreklilik güvencesine alınması anlamına geliyor.

Finansman sağlama, yani finansal sürdürebilirliği sağlamak ise dünyanın her yerindeki sivil toplum örgütlerinin arzusu ve ihtiyacı olarak görülmektedir. Bu noktada, bir STÖ için finansal sürdürülebilirliği sağlamak, yürütmekte olduğu program ve faaliyetleri yeterince finanse edebilmek için farklı kaynaklardan gelen, öngörülebilir bir sermaye akışını oluşturabilmektir.

Sivil toplum ve kaynak geliştirme konusunda akla ilk gelen, proje temelli hibeler ya da bağış kampanyalarıdır. Ancak, sivil toplum aktörlerinin yararlanabileceği kaynaklar çok çeşitlidir. Bu kaynak çeşitleri şu şekilde kategorize edilebilir:

  • Ayni destekler,
  • Aidatlar, üyelik ya da abonelik ücretleri,
  • Sponsorluklar,
  • Hibe destekleri, proje temelli destekler,
  • Bağışlar,
  • Kitlesel fon mekanizmaları,
  • Kurumsal sosyal sorumluluk destekleri,
  • Mikro kredi ya da benzeri destek kredileri,
  • Çözüm ortaklıkları,
  • Ticari/iktisadi faaliyetler,
  • Sosyal yatırımlar (etki yatırımları, girişimcilik filantropisi vb.),
  •  Döngüsel ekonomi mekanizmaları.[1]

Ayrıca kaynak geliştirme konusu ile ilgili STGM’nin STÖ’ler için oluşturduğu ve ücretsiz olan STOK Öğrenim Platformu'na da bakılabilir.

STÖ’ler için Kaynak Geliştirme ile ilgili daha detaylı bilgiler ve örnekler için aşağıdaki kaynaklara bakılmasını tavsiye ederiz;

  • UNFPA-STGM Ortak Eğitimleri - Kaynak Geliştirmenin Çerçevesi ve Temel Noktaları Videosu, 2021
Preview image for the video "Eğitimin adı: 01 Kaynak Geliştirmenin Çerçevesi ve Temel Noktaları".
  • UNFPA-STGM Ortak Eğitimleri - Kaynak Geliştirme Stratejisi Bileşenleri ve Durum Analizleri Videosu, 2021
Preview image for the video "Eğitimin adı: 02 Kaynak Geliştirme Stratejisi Bileşenleri ve Durum Analizleri".
  • UNFPA-STGM Ortak Eğitimleri - Bireysel ve Kurumsal Kaynak Geliştirme Araçlarının Kısa Tanıtımı Videosu, 2021
Preview image for the video "Eğitimin adı: 03 Bireysel ve Kurumsal Kaynak Geliştirme Araçlarının Kısa Tanıtımı".
  • UNFPA-STGM Ortak Eğitimleri - Kaynak Geliştirmede Destekçi İlişkileri ve Veritabanının Önemi Videosu, 2021
Preview image for the video "Eğitimin adı: 04 Kaynak Geliştirme’de Destekçi İlişkileri ve Veritabanının Önemi".
Preview image for the video "Açık Açık: Gönlün Rahat Aklın Rahat".


[1] Kaynak Geliştirme ve Yenilikçi Uygulamalar: Yerel STÖ, Ağ / Platform / İnisiyatif ve Aktivistler için Rehber, Eliş Berivan, Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı, Aralık 2019 - http://sivildusun.net/wp-content/uploads/2017/06/3-SD-Kaynak.pdf

2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 6.maddesi izin almadan yardım toplayabilecek, İçişleri Bakanlığının önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenip ilan edilen kamu yararına çalışan dernek, kurum ve vakıflar dışında kalan kişi ve kurumların yardım toplamak için ilgili makamlardan izin alması zorunluluğunu öngörmüştür. Yardım toplayacak kişi ve kuruluşlar münacatlarını bir dilekçe ile izin vermeye yetkili makama bildirirler. İlgili makam 2860 sayılı Kanun’un 7. maddesinde hüküm altına alınmaktadır. Buna göre; “Yardım toplama faaliyeti bir ilin birden fazla ilçesini kapsıyorsa o ilin valisinden, bir ilçenin sınırları içinde ise o ilçenin kaymakamından izin alınır. Yardım toplama faaliyeti birden fazla ili kapsıyorsa yardım toplama faaliyetine girişecek gerçek veya tüzel kişilerin yerleşim yerinin bulunduğu ilin valisinden izin alınır ve izni veren valilik tarafından ilgili valiliklere ve İçişleri Bakanlığına bilgi verilir. Yardım toplama faaliyetleriyle ilgili işlemler dernekler birimlerince yürütülür.”

Bunun yanı sıra 2860 sayılı Kanun’un 6. maddesi gereğince “kamu yararına çalışan dernek, kurum ve vakıflardan hangilerinin izin almadan yardım toplayabilecekleri, Cumhurbaşkanınca belirlenip ilan edilir.”. Bu dernek, kurum ya da vakıflar yönetmelik kapsamına giren yardım toplama faaliyetlerini 2860 sayılı Kanun’un 7. maddesinde öngörülen makamlara bildirmekle yetineceklerdir.

İşletme kar ettiğinde, gerekli vergi kesintileri (kurumlar vergisi & iktisadi işletme stopaj vergisi) yapıldıktan sonra derneğe kar payı aktarımı yapılabilir. Dernek Yönetim Kurulu üyelerine kar payı aktarımı yapılmaz. İktisadi işletmeden derneğe yapılan her tür nakit aktarımı kar payıdır (iktisadi işletme derneğe bağış yapamaz, borç veremez) ve stopaj ödemesi gereklidir. Kar payı aktarımında alt veya üst limit yoktur, işletmenin elde ettiği karın tamamı derneğe aktarılabilir. Yine Yönetim Kurulu kararına bağlı olarak karın belirli bir oranı yedek akçe olarak işletmede de tutulabilir, bir kısmı derneğe aktarılabilir veya belirli bir yıl hiç kar payı aktarımı yapılmadan işletme hesabında yatırım payı olarak tutulabilir. Kar payı ile ilgili aktarım veya yatırım kararı Yönetim Kurulu tarafından alınır.

Savunuculuk, STK’ların ortak bir çıkar için herhangi bir kamu politikasını etkileme girişimidir1. Karar vericileri etkileyerek, yasaları veya politikaları toplumdan dışlanmış kesimler lehine değiştirmek için, bilgiyi stratejik olarak kullanma süreci olarak da tanımlanabilir2. Savunuculuk, politika veya yasa değişiklikleri talep etmeyi veya yapılan değişikliklere katkıda bulunmayı amaçlar. Politika ve yasa değişikliklerinde karar vericiler önemli bir konumdadır. Karar vericiler, yerel, bölgesel, ulusal veya uluslararası düzeyde, atanmış veya seçilmiş kişiler olabilir.

STGM’nin STÖ’ler için oluşturduğu ve ücretsiz olan STOK Öğrenim Platformu’ndaki “104- İletişim Temelli Katılım ve Savunuculuk” derslerine bakılabilir.

Konuyla ilgili daha fazla bilgiye aşağıdaki kaynaklardan da ulaşılabilinir;

Lobilicik ile ilgili olarak da STGM tarafından hazırlanmış olan “Sivil Toplum Örgütleri için Lobiciliğin Esasları Videosu” na bakılabilir.

 

1.Jenkins, J. C., “Nonprofit Organisations and Policy Advocacy” in Powell, W. W. (ed) The Nonprofit Sector: A Research Handbook, New Haven: Yale University Press, 1987

2.BOND Guidance Notes Series 3 http://www.bond.org.uk/advocacy/guidwhatandwhy.html

KDV belgesi sahibi STK'ların IPA II Tebliği uyarınca, yıllık 'IPA II Satın Alma Bildirim Formu'nu bir sonraki yılın Şubat ayı sonuna kadar kayıtlı vergi dairesine ibraz etmeleri gerekmektedir. 

Yıllık IPA II Satın Alma Bildirim Formu http://www.gib.gov.tr/uluslararasi_mevzuat adresindeki IPA II tebliğinin Ek 8'inde bulunabilir.

Haz ve manevî zenginleşme: Gönüllü, gerçekleştirdiği faaliyet sonunda edindiği yaşam deneyiminin yanı sıra, haz ve manevi zenginlik elde eder.

Özgüven gelişimi: Bireyin kendini gerçekleştirme ihtiyacı ile başladığı ve kendini yararlı hissettiği bir ortamla, özgüvenin artması arasında, paralellik olacaktır.

Ekip çalışması becerilerinde artış: Daha evvel bir iş tecrübesi olsun ya da olmasın, gönüllülük çalışmaları sonunda iş bölümü yapma, işbirliği içinde başarı sağlama gibi becerilerinin gelişimi izlenebilecektir. Ekip içinde daha geniş sorumluluklar üstlenen bireyler ise, bu süreçte liderlik niteliklerini geliştirebilecektir.

Toplumsal konum, yeni bir çevre ve arkadaşlıklar: Bireylerin gönüllülük çalışmaları ile edindikleri yeni çevre hiç şüphesiz sosyal yaşamlarının da gelişimine olumlu katkıda bulunmaktadır. Bu gelişim gönüllülerin toplumsal rollerinin değişmesine, gelişmesine yardım eder. Gönüllülük çalışmaları ile edinilen yeni dostluklar, iş, okul ve aile yaşamının yanı sıra yepyeni bir sosyal çevre oluşturacaktır.

Yeni ilgi alanları: STÖ’nün çalışma sahası ya da gönüllünün dâhil olduğu etkinlik, daha önce hiç tanımadığı bir sahaya adım atmasını, hatta yeni iş olanakları ve uzmanlık alanları sağlayabilir

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 102. Maddesi uyarınca, vakıf kurma iradesi, noterde düzenleme şeklinde yapılacak bir resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır. Vakfın tüzel kişilik kazanması için yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesine başvurularak sicile tescilinin sağlanması gereklidir. 

Vakıf kurma iradesi, noterde düzenleme şeklinde yapılacak bir resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır ancak vakfın kurulması için yetkili asliye hukuk mahkemesine başvurularak tescilinin sağlanması gereklidir.

Resmî senetle vakıf kurma işlemi temsilci aracılığıyla yapılabilir. Ancak, temsil yetkisinin noterlikçe düzenlenmiş bir belgeyle verilmiş olması ve bu belgede vakfın amacı ile özgülenecek mal ve hakların belirlenmiş bulunması gereklidir.

Gerçek veya tüzel kişilerin vakıf kurma iradesi, noterde düzenleme şeklinde hazırlanan resmi senetle açıklanır. Noter, resmi senedin bir örneğini yedi gün içinde Vakıflar Genel Müdürlüğüne gönderir.

Mahkemeye başvurma, resmi senedin düzenlenmesinden sonra vakfeden tarafından yapılır. Resmi senetle vakıf kurma işleminin temsilci aracılığıyla yapılması halinde, temsil yetkisinin noter tarafından düzenlenmiş temsilcilik belgesi ile verilmiş olması, bu belgede vakfın amacı ile özgülenecek mal ve hakların belirlenmesi zorunludur. Kurucular arasında tüzel kişi bulunması halinde; bu tüzel kişinin vakıf kurabileceğine ve vakfa mal varlığı tahsis edebileceğine dair hüküm bulunan kuruluş statüsünü veya yetkili organ kararını da vakıf senedi ile mahkemeye verirler.

Resmi senetle kurulan vakıflarda vakfedenin ölmesi halinde mirasçılardan birisi tarafından tescil talebinde bulunulabilir. Vakıf senedinin düzenlenmesini takip eden üç ay içinde vakfedenin veya ölümü halinde mirasçılardan birisi tarafından tescil talebinde bulunulmamış veya vakfeden tüzel kişiliği haiz olup da bu süre içinde sona ermiş ise vakfın tescili hususundaki başvurma Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılır. Yetkili mahkemeye başvurulması üzerine, yapılacak harcamalar, ilgili vakıftan alınmak kaydıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından karşılanır.

Dernekten iktisadi işletmeye kaynak aktarmak mümkündür. Bu bir borç işlemidir. Bu tür işlemlerde idari denetimde de sıkıntı çıkmaması açısından aktarım öncesinde Yönetim Kurulu’nun “iktisadi işletmeye hangi iş için ne kadar süreyle para aktarılacağına/borç verileceğine” dair karar alması gereklidir. Derneğin iktisadi işletmesine sürekli kaynak aktarması halinde yapılan işlem borç vermek olarak değil örtülü sermaye olarak değerlendirilir.

Lobicilik savunuculuğun yasaları etkilemeye odaklı biçimidir. Kararların temsilciler tarafından alındığı yerel, ulusal veya uluslararası kurumları etkilemeyi hedefler. Yani, lobicilik doğrudan karar vericileri etkilemek için yapılan çalışmalar bütününe verilen isimdir. Politika değişimlerinde nihai belirleyiciler çoğu zaman karar vericiler olduğundan savunuculukla lobicilik kavramlarının karışması anlaşılır olsa da lobicilik, savunuculuk çalışmalarının sadece bir bölümüdür. Özetle, savunuculuk sadece karar vericileri hedeflemez, daha uzun vadeli ve başka birçok çalışma ve unsuru içeren bir bütündür.

Lobilicik ile ilgili olarak da STGM tarafından hazırlanmış olan “Sivil Toplum Örgütleri için Lobiciliğin Esasları Videosu” na bakılabilir.

Proje kapsamında, tedarikçi sözleşmeleri IPA II Tebliği kapsamında damga vergisinden muaftır. 

Daha fazla bilgi için IPA II Tebliğine bakabilirsiniz.

Türkiye’de, gönüllülüğü ve gönüllü çalışmayı düzenleyen müstakil bir yasa bulunmamaktadır. Ayrıca Türkiye’de gönüllülükle ilgili ve STÖ’ler ile gönüllüler arasındaki ilişkileri düzenleyen herhangi bir özel düzenleme de yoktur. 

Gönüllülük ve yasal mevzuat ile ilgili Sivil Sayfalarda 2021 yılında yayınlanan “Yasal Mevzuat Olmaması Gönüllülüğün Önünde Engel Teşkil Ediyor” isimli makale/röportaja ve TÜSEV’in 2015 yılında yayınladığı Batı Balkanlar’dan yedi ülke ve Türkiye’yi de kapsayan “Gönüllülük ve Yasal Mevzuat” isimli bilgi notuna bakılabilir.

STGM, Türkiye'deki STÖ’lerin sürdürülebilirliğine katkı sağlamak ve kaynak geliştirmelerine destek olmak için sivil topluma yönelik fon imkanlarını düzenli olarak araştırıp, dünyadan ve Türkiye’den açık hibe çağrılarını haberleştirerek, fon kaynaklarına erişime yardımcı oluyor. STGM web sitesi ana sayfasında “Açık Çağrılar” başlığı altında STÖ’ler uygun hibe çağrılarına ulaşılabilir.

Ayrıca STGM, ulusal ve uluslararası mecralarda STÖ’lere fon sağlayan birçok kurum ve kuruluşu inceleyerek “Fon Kaynakları Veritabanı” adıyla bir veri tabanı oluşturmuştur. Bu veritabanı ve içeriğine STGM web sitesinde bulunan “Fon Kaynakları Veritabanı” sayfasından ulaşılabilir.   

Diğer alanlarda olduğu gibi gönüllülerle iş birliğinde de planlama önemli bir rol oynamaktadır. Etkin bir iş birliği yaklaşımı, STÖ’nün gönüllülerle uzun vadeli ve her iki taraf için de maksimum yararı sağlayacak şekilde çalışmasını sağlar. Bu yaklaşım ancak stratejik bir planlama yardımıyla sürdürülebilir bir gönüllülük programına dönüşebilir. İşte bu planlama aşamasında aşağıdaki başlıkları göz önünde bulundurmanız tavsiye edilir.

  • Örgütünüzün gönüllülerle çalışmaya hazır olup olmadığının değerlendirilmesi. Bu noktada “örgütünüz gönüllülerin katılımını desteklemek için bir vizyona sahip mi?” “gönüllüleri ve çalışmaları için politikalara ve kaynaklara sahip misiniz?” “örgüt personelinizin, gönüllülerle çalışma konusunda  farkındalığını artırmak için çalışmalar yapılıyor ve örgüt personeli bu konuda destekleniyor mu?” gibi sorulara bu aşamada örgüt olarak kendi kendinize cevap vermelisiniz. Betty Stallings tarafından geliştirilen “Gönüllü Programı Değerlendirmesi” (İngilizce) aracını, örgütünüzün misyonunu yerine getirirken gönüllüleri de dahil etmeye hazır olup olmadığını ölçmek için kullanabilirsiniz.
  • Gönüllü Programı Hedefleri. Gönüllülük, örgütünüzün misyonunu uygulamak için çok önemli bir kaynaktır ve stratejidir. Bu nedenle, gönüllülerin kuruluşunuzda yaratacağı ölçülebilir ve ulaşılabilir etkiye ilişkin hedefler olmalıdır. Hedef belirlemeye ek olarak, gönüllüler için gerekli olabilecek kaynaklar da (masa, sandalye, bilgisayar, vb) göz önünde bulundurulmalıdır. 
  • Gönüllülerle İlişkiler için Personel. Gönüllü iş birliğini başarılı bir şekilde yürütülebilmesi etkin bir koordinasyona bağlıdır. STÖ’de, gönüllülerle ilgilenecek (görev tanımı gönüllü destek gücünün koordinasyonu esas alınarak yapılmış profesyonel ya da gönüllü) bir “gönüllü koordinatörü”nün bulunması, sağlıklı bir iş birliği için en önemli unsurlarından biridir.

Başarılı bir gönüllü koordinatörü;

  • İnsan kaynakları yönetimi,
  • Halkla ilişkiler/pazarlama,
  • İletişim,
  • Kaynak geliştirme,
  • Toplumu geliştirme,
  • Eğitim ve kalkınma,
  • Yönetsel beceri gibi konularda bilgi ve deneyime sahip olmalıdır.

Hayır. Lokal eğlence yeridir, dernek üyelerinin sosyalleşmesi adına kurulan ve sadece üyelerine veya geçici olarak ziyaretçilerine hizmet veren mekanlardır. Onların ayrı yönetmelikleri bulunmaktadır.

Kampanyalar, ele alınan sorunun geniş bir kitle tarafından desteklenmesi için yürütülen faaliyetlerdir. Karar vericileri geniş kamuoyu desteği ve katılımı ile etkilemek için kullanılabilir.  Başka bir değişle kampanya, genel savunuculuk amacı altında gerçekleştirilen, başı ve bir bitişi olan, politika değişikliği kadar tutum ve davranış değişikliğini de amaçlayan ve kitleleri belli bir amaç doğrultusunda harekete geçiren çalışmalar bütünü olarak da tanımlanabilir. 

Kampanyaların yürütme kapasitesi de düşünülerek iyi planlanması ile;

  • Kampanya boyunca mesajın kısa, net ve açık olmasına dikkat edilmesi,
  • Kitleleri harekete geçirebilmek için yapmaları gerekenin söylenmesi,
  • Fark edilir olabilmek için mesajın, görsel(lerin), uygulamaların ve mecranın yaratıcı ve farklı olmasına özen gösterilmesi önerilir.

Konuyla ilgili daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara bakılabilir;

Lobilicik ile ilgili olarak da STGM tarafından hazırlanmış olan “Sivil Toplum Örgütleri için Lobiciliğin Esasları Videosu” na bakılabilir.

Damga vergisi muafiyetleri aşağıdakiler için geçerlidir;

  • Sözleşmeler ve anlaşmalar
  • Hibe Sözleşmesinin kendisi
  • Hibe sözleşmesi kapsamında hizmet temini için çalışanlar ve uzmanlarla yapılan sözleşmeler
  • Tedarikçilerle yapılan sözleşmeler

Daha fazla bilgi için IPA II Tebliğine bakabilirsiniz.