Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Ankara’da kadınlar şiddete karşı yağmur altındaydı

Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlük karşıtı siyasi çalışmalar yürüten Mirabel Kardeşlerin tecavüz edilerek katledilmelerinin üzerinden 50 yıl geçti.

İçerik Alınlık Resmi

Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlük karşıtı siyasi çalışmalar yürüten Mirabel Kardeşlerin tecavüz edilerek katledilmelerinin üzerinden 50 yıl geçti.

25 Kasım 1960 tarihinde gerçekleşen bu vahşet karşısında Latin Amerikalı ve Karaipli kadınlar, tepkilerini günlerce sürdürdü ve sonuçta onların verdiği bu mücadele, “kadına yönelik şiddetle mücadelenin” simgesi haline geldi. 25 Kasım, 1981 yılında Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü olarak kabul edildi.

25 kasim

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele günü’nde bir araya gelen Ankaralı kadınlar, yağmura rağmen, “SİYAHTAN BEYAZA ÖLÜMDEN YAŞAMA CİNAYETLERE KARŞI KADINLAR İSYANDA – YASTA DEĞİL İSYANDAYIZ KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI SOKAKLARDAYIZ” pankartıyla sokaklardaydılar. Saat : 12:00’de Çankaya Belediyesinin önünde toplanmaya başlayan kadınlar, 12:30’da gittikçe şiddetlenen yağmura aldırmadan Kolejden Kızılay’a doğru yürüyüşe geçtiler.  

Ziya Gökalp Caddesinden Sakarya Meydanına yürüyen Ankara Kadın Platformu üyesi kadınlar, yağmur altında yol boyunca, “ERKEKLER VURUYOR DEVLET KORUYOR - ŞİDDETE KARŞI SOKAKTAYIZ - BİJÎ YEKÎTİYA JÎNAN - SUSMA HAYKIR ŞİDDETE HAYIR - TECRİDE, TECAVÜZE SON - YASTA DEĞİL, İSYANDAYIZ – ERKEK DEVLET ŞİDDETİNE SON - JÎN JÎYAN AZADΔ sloganlarını atmayı sürdürdüler. Başbakan ERDOĞAN ile Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye KAVAF’a seslenen kadınlar, “SOKAKLARDA GÖZ GÖRE GÖRE ÖLDÜRÜLMEK İSTEMİYORUZ - ŞİDDETE UĞRAMADIĞIMIZ TECAVÜZ EDİLMEDİĞİMİZ DÖRT DUVAR ARASINDAN İBARET OLMAYAN BİR HAYAT İSTİYORUZ” diye taleplerini yükselttiler. Bir elde şemsiye bir elde şu dövizlerle; “jiyan be zıman nabe - Ez zimanê xwe dixwazim – Namusa me azadiya meye - Mutfakları değil dünyayı istiyoruz – Yaşasın kadın dayanışması – Kadına yönelik şiddeti durduralım yürüyen kadınların yürüyüşü zaman zaman kaldırımda, kimi zamanda caddenin kenarında devam etti. Birkaç kadının yürüyüşe siyah zemin üzerinde kırmızı renkte, “MEDYA, DEVLET, AİLE, POLİS” yazılı giysiler ve ellerindeki tırpanlarla azraili çağrıştırmaları ilginç görünüm sergiliyordu.

Bayındır Sokaktan geçerek Sakarya Meydanı’na ulaşıldığında yağmur azalmış ve yürüyüş kortejindeki kadınların sayısı da artmıştı. Burada Kürtçe ve Türkçe yapılan konuşmalarda, Mirabel kardeşlerin tecavüz edilerek katledilmelerinin üzerinden yarım asır geçmiş olmasına rağmen kadınların yaşamında değişen bir şeyin olmadığı dile getirildi. Türkiye’de tecavüzcülere verilen bir iki aylık hapis cezalarının caydırıcı olmaktan uzak olduğu ifade edilerek, adeta ödüllendirilen tecavüzcülerin ortalıkta serbestçe dolaştıkları belirtildi. Medyanın kadına dönük şiddeti haberleştirirken magazinleştirip sulandırdığı, bunun ciddi bir problem olduğu vurgulanarak kadın birkez de medyanın şiddetine maruz kalmaktadır denildi.

Cezaevlerinde olduğu için eyleme katılamayan yüzlerce kadının olduğunu hatırlatan kadınlar, “kadınlar sadece barış istedikleri için, düşüncelerini açıkladıkları için, sendika ve siyasi partilerde demokrasi mücadelesi verdikleri için dört duvar arasında konulmuştur. Hapsedilen kadınlara özgürlük istiyoruz” dediler. 19 Aralık 2000 tarihinde Bayrampaşa cezaevinde gerçekleştirilen “hayata dönüş” operasyonlarında diri diri yakılan kadınlarında hatırlatıldığı konuşmanın devamında, 10 yıl aradan sonra açılan davada asıl sorumluların yargılanmasını bekledikleri ifade edildi.

Ülkemizde barış istemenin suç olmadığı günleri görmek istediklerini belirten kadınlar, ne yazık ki buna tahammül edilmediğini, bunun en son örneğinin Ankara’ya geçtiğimiz günlerde yapılan kadın yürüyüşünde tanık olunduğunu belirttiler.

Çocuk tacizi ve tecavüzünün bu yıl daha da arttığını söyleyen kadınlar, sanıklara verilen cezaları ödül olarak tanımlayarak, çocuklar için güvenli bir gelecek istediler. 

Kadına dönük şiddet ve kadın cinayeti davalarında haksız tahrik indirimlerine karşı tepki gösteren kadınlar, “HAKSIZ TAHRİK İSTEMİYORUZ” diye bağırdılar.

Evde, sokakta şiddet ve tacize uğrayan kadınlar için çalışma yaşamının da farklı olmadığı dile getirilerek, “kadınlar işlerini kaybetmemek için ağır psikolojik şiddet altında çalışmak zorunda bırakılmıştır. ‘Kadının beyanı esastır’ ilkesi yerleşmediği için ülkemizde, kadınlar yalnızlaştırılmakta ve işyerlerinde cinsel tacizin yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Kadınların pek çoğu çalışma olanaklarına sahip değildir, çalışanlarda sigortasız ve sağlıksız koşullarda düşük ücretle çalıştırılmaktadır. Başbakanın kimin kaç çocuk doğuracağıyla ilgilenmesi yerine bu sorunlarla ilgilenmesi doğru olur. …Güvencesiz, sendikasız, taşeron çalıştırmaya karşı Paşabahçe Devlet Hastanesi işçisi Türkan ALBAYRAK’ın direnişinin zaferle sonuçlanmasını gururla anmak istiyoruz. Türkan’ın zaferi hepimizin zaferi olmuş, mücadele etmeden kazanamayacağımızı bize bir kez daha göstermiştir” sözleriyle konuşmalar devam etti.

Ankara Kadın Platformu adına konuşan kadınlar yetkililere taleplerini şöyle sıraladı; “…tüm yetkililere bir kez daha seslenmek istiyoruz. Sokaklarda göz göre göre öldürülmek istemiyoruz. Şiddete uğramadığımız, tecavüz edilmediğimiz, dört duvar arasından ibaret olmayan bir hayat istiyoruz. Bütün yetkilileri görevlerini yapmaya çağırıyoruz. Sığınma evleri ve Danışma Merkezlerinin açılmasını, TCK’da gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını, haksız tahrik indirimleri ve tecavüz davalarındaki Adli Tıp ısrarından vazgeçilmesini, kadınları erkek şiddetinden koruyacak kamusal koruma mekanizmasının kurulmasını istiyoruz.” 


Talepleri gerçekleşene kadar sokaklarda haykırmaya devam edeceklerini belirten kadınlar, seslerinin ülkenin her yanında yankılanacağını belirterek konuşmalarını şu sözlerle sonlandırdılar, “biliyoruz ki kadınların öldürülmediği bir ülkede yaşayabiliriz ve yine biliyoruz ki bunu ancak bir arada olan kadınlar başarabilir. O yüzden diyoruz ki YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI. YASTA DEĞİL İSYANDAYIZ. KADIN CİNAYETLERİNE KARŞI SOKAKLARDAYIZ.”

Ankara Kadın Platformu üyesi kadınlar, aralarında oluşturdukları bir heyeti taleplerini iletmek üzere Başbakanlığa gönderdiler.

Kadınların konuşmasını tamamlamasından sonra müzik dinletisi başladı. Başbakanlığa giden heyetin gelmesinin ardından eylem son buldu..

Ankara’da kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü’nde bir başka eylemde, saat: 11:00’de TBMM Dikmen kapısı önünde gerçekleşti. İstanbul, Bursa, İzmir ve Eskişehir'den gelen, “KADIN CİNAYETLERİNİ DURDURACAĞIZ PLATFORMU” üyesi kadınlar, kadın cinayetlerinin durdurulması ve yasaların kadınlar lehine düzenlenmesi talebiyle Meclise giderek, BDP, CHP ve AKP'li milletvekilleriyle görüştü. Görüşmeye giden heyeti Meclis kapısı önünde bekleyen grupla devletin silahlı güçleri arasında zaman zaman tartışmalar yaşandı.

Bu arada Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Kadın Meclisi de yaptığı yazılı açıklamada, “kadına yönelik şiddetin en yaygın, en sistematik fakat yasal olarak en az tanımlanan bir insan hakları sorunu” olduğunu dile getirdi.

Yılmaz Kızılırmak

http://www.yilmazkizilirmak.com/

İlgili Dosyalar:

  1. 25 kasim [JPG] [135.01K]
Share
İlgili Eğitim