Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Avukat Deliduman'dan çocuk hakları manifestosu

ÇHD avukatlarından Müşir Deliduman, çocuk haklarına ilişkin yayınladığı metinde "Çocuğun yüksek yararı" gözetilmeden yapılan düzenlemeler sonunda "Eşitlik ilkesi"nin sözde kaldığını ifade ediyor.

İçerik Alınlık Resmi

ÇHD avukatlarından Müşir Deliduman, çocuk haklarına ilişkin yayınladığı metinde "Çocuğun yüksek yararı" gözetilmeden yapılan düzenlemeler sonunda "Eşitlik ilkesi"nin sözde kaldığını ifade ediyor.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatlarından Müşir Deliduman, Çocuk Hakları Manifestosu yayınladı. Terörle Mücadele Kanunu (TMK) mağduru 15 çocuğun avukatlığını yapan Deliduman, bianet'e yaptığı açıklamada, bu metni, toplumun en zayıf halkası olan çocukların sorunlarına dikkat çekmek için kaleme aldığını ifade etti.

Sosyal devlet olmanın en temel gereğinin çocukların insanca yaşamasına olanak sağlamak olduğunu söyleyen Deliduman, çocuğa karşı şiddetin, çocuk emeğinin sömürülmesinin, çocuk beden ve zihninin sömürülmesinin en çok yoksul kesimlerin çocuklarında görüldüğüne dikkat çekti.

Sağlıklı ruhsal ve bedensel gelişimlerini tamamlayamayan çocukların psikolojik olarak da ezildiğini ve bu koşullarda yetişen çocukların, yetişkin oldukları zaman da psikolojik sorunlarını atlatamadıklarını söyleyen Deliduman, anne, baba olduklarında kendi çocuklarını da sağlıklı şekilde yetiştiremediklerini ifade etti.

"Eşitlik İlkesi sözde kalıyor"

Ece Ayhan'ın "Meçhul Öğrenci Anıtı" adlı şiirinden alıntı yaparak "Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır" başlığıyla yayınlanan metinde, çocukların farklılıklarından dolayı ayrımcılığa maruz kalmaması gerektiğini ifade ediliyor.

Çocukların hiç kimsenin mülkü olmadığını söyleyen Deliduman, çocukları koruyucu ve destekleyici önlemler alınması gerektiğini, ancak bu önlemler alınırken çocukların içinde bulunduğu kültürel ve geleneksel değerlerinin göz ardı edilmemesi gerektiğine vurgu yapıyor.

"Çocuğun yüksek yararı ancak böyle sağlanır" diyen Deliduman, sözlerine şöyle devam ediyor:

* Yasal düzenlemeler "çocuğun yüksek yararı" ilkesi gereği yapılmalıdır. Keyfi uygulamalara ve "çocuğun yüksek yararı"nı zedeleyen tutum ve davranışlara karşı ahlaki ve yasal yaptırımlar derhal uygulanmalıdır.

* Çocukların arasında cins, din, sınıf ve etnik kimliğine dayalı düzenleme ve uygulamalardan kaçınmalıdır. Bu ilkeler ile birlikte "Çocuğun yüksek yararı" gereği ekonomik, hukuki eşitlik sağlanılarak uygun eğitim, barınma, sağlık, eğlenme ortamı sağlanılmalıdır. Aksi halde gerek uluslararası gerekse ulusal belgelerde yazılı "Eşitlik ilkesi" sadece sözde kalır.

"Çocukların yüksek yararı gözetilmeli"

* Aile içinde ve sosyal hayatta emekleri ve bedenleri istismar edilen binlerce çocuğun korunması için yeterli önlem alınmamıştır. Kolluk kuvvetleri tarafından şiddete maruz bırakılmış hatta hayatlarını kaybetmiş çocuklar korunmamıştır. Failler layık oldukları cezaları almamış adeta yaptıkları yanlarında kar kalmıştır.

* Yerleri engin yeşillikler ve mavi gökyüzü altında zihinsel ve bedensel gelişimlerini tamamlamaları gerekirken gencecik bedenleri tel örgüler ve demir parmaklıklar arkasında çürüyen binlerce çocuk var. Uğurların, Ceylanların, Ferhatların, Yakupların acıları hala içimizde bir kordur. İstiyoruz ki, vakit geç olmadan önlemler alalım. Bu önlemler derhal uygulamaya geçilsin.

1- Çocuklar arası her türlü ayrım ve ayrımcılık hemen ortadan kaldırılmalıdır.

2- Bütün çocuklara, toplumun en yüksek refah düzeyinde yaşayanların çocuklarına sağlamış oldukları imkan ve şartlar sağlanılmalıdır.

3- Çocukların etnik kimliklerinden dolayı "yılanın başı küçükken ezilmeli" mantığı ile hareket edenleri teşhir edilmeli ve gerekli yaptırım yapılmalıdır.

4- Çocukların emeğini bedenini ve zihinleri istismar edenler cezalandırılmalıdır.

5- Çocuk haklarının korunması için adil, dürüst, seri ve çocuğun yüksek yararı gözetilerek düzenlemeler yapılmalı, uygulanmalı ve uygulamalar etkin kontrolle tabi tutulmalıdır.

5a- Çocuk Koruma Kanunu "çocukların yüksek yararı" gereği yeniden gözden geçirilmeli gerekirse yeni bir kanun yapılmalıdır.

5b- Mevcut Çocuk Koruma Kanunu (5395 S.K) 15.07.2005 tarihinde Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Ancak Çocuklar sorgu öncesi tedbirler, "Yakalama, Gözaltına Alma İfade Alma Yönetmeliğine " göre yapılıyor. Bu yönetmeliğin yürürlüğe girme tarihi 01.06.2005'tir. Yani Çocuk Koruma Kanunu'ndan önce yürürlüğe girmiştir. Bu ucube durumun ortadan kaldırılması için "çocukların yüksek yararı " gözetilerek ve yetişkinlere ait düzenlemelerden ayrılarak çocuklara özgün düzenlemeler içerir yönetmelik hazırlanıp yayımlanmalıdır.

5c- Çocuk yargılama hukuku, uluslararası mevzuata göre yeni baştan düzenlemelidir. Yakalama, gözaltına alma, arama, ifade alma, sorgulama, yargılama koruyucu ve destekleyici önlemlere başvurma gibi tüm işlemler dağınıklıktan kurtarılmalıdır. Bu işlemlerin tümü yeniden ve Çocuk Hukuku kapsamında düzenlenmelidir.

http://bianet.org/bianet/toplum/131446-avukat-delidumandan-cocuk-haklari-manifestosu

Share
İlgili Eğitim