Ana içeriğe atla
Image
Roman Topluluğu
Share

Dünya Romanlar Günü'nde Roman Topluluklarından Çağrı: Yılın Her Günü Romanların Yanında Olun

Roman Diyalog Ağı, 8 Nisan Dünya Romanlar Günü'nde yaptığı açıklamada Türkiye’deki dört Roman grubu olan Rom, Lom, Dom ve Abdalların maruz kaldığı ayrımcılığın insan haklarına erişimde ağır sorunlar ortaya çıkardığını söyledi.

Açıklamada tarihsel ve toplumsal bir arka plana sahip önyargılar ve ayrımcılığın toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasi yaşama eşit olarak katılımının önündeki en büyük engeli teşkil ettiği vurgulandı. 

Eğitime erişim oranı endişe verici

Günümüzde, Roman çocukların eğitime erişimi meselesi endişe verici boyutlarda. Roman çocuklar maddi olanaksızlıklar yüzünden çok erken yaşta okul sıralarını terk etmeye mecbur bırakılıyor. Okula devam etme şansı bulan az sayıdaki Roman çocuk ise, bu yoksulluk döngüsünü kırmaları için son derece önemli olan “kaliteli” eğitim alamıyor, okul sisteminde de önyargılarla başa çıkmak zorunda kalıyor.

Romanlar en yüksek işsizliğe sahip gruplardan

Yakın zamanda yapılan Türkiye’de Roman Toplulukları ve Yoksulluk Araştırması’na göre, Romanlar, ortalama %77.5 ile tüm kırılgan gruplar arasındaki en yüksek işsizliğe sahip gruplardan.

İş piyasasında da karşı karşıya kaldıkları önyargılar ve ayrımcılığın da etkisiyle, istihdam olanaklarına eşit şekilde erişemiyorlar. Bulabildikleri işler genelde geçici nitelikte, düşük ücretli, güvencesiz ve ağır işler oluyor. Düzgün işlerde çalışamama ve düzenli gelir elde edememe hali de Romanları yoksulluk sarmalına kilitliyor.

Barınma Romanlar için ciddi bir sorun

Romanların çoğunluğu alt yapı ve üst yapının yetersiz olduğu kenar mahallelerde, standart altı evlerde yaşamalarını sürdürüyor. Akan çatılar, rutubet, duvarlarda hasar, pervazsız kapı ve pencereler olağan ev koşullarından. Evlerin kışın ısınması, yazın serin tutulması başka bir sorun. Kentsel dönüşüm barınma sorununa çare getirmesi gerekirken, yerinde iyileştirme yapılması gerekirken, bazı yerlerde mekansal dışlanmanın bir ifadesi olarak tezahür ediyor. Romanların yaşam alanları, kültürleri, mahalle kültürü içerisinde var olan toplumsal ve dayanışma ilişkilerini de tahrip ediyor. Şehrin dışındaki yerlere yerleştirilip toplumun geri kalanından tecrit ediliyor.

Romanların gıdalara erişmesi daha da zorlaştı

Romanların, fiyatların sürekli yükseldiği ortamda, besleyici gıdalara erişmesi daha da zorlaştı. Zaten nesiller boyunca protein ve vitamin açısından zengin gıdalara erişimde sıkıntı yaşayan bu kesim, bakliyatı da öğünlerinden çıkarmış durumda. Temelde hububat temelli gıdalarla karnını doyurabiliyorlar. İyi beslenememe, standart altı evlerde barınma, ağır yaşam koşulları ve yoksulluk, sağlık göstergelerine yansıyor. Romanların ortalama yaşam beklentisi ülkemizdeki ortalama yaşam beklentisinin yaklaşık 10 yıl altında. Solunum yollarına ilişkin rahatsızlıklar çocuklarda yaygın olarak görülüyor, kronik hastalıklar yirmili yıllarda başlıyor, yaşla beraber ağırlığı artıyor.

Eşit yurttaşlığın önündeki engel ayrımcılık 

Yoksulluk en temel sorunlardan. Ancak, Romanların toplumsal yaşama eşit yurttaşlar olarak katılımının önündeki en büyük engel ve yukarıda sıralanan sorunların altında yatan ana sebep karşı karşıya kaldıkları önyargılar ve bu önyargıların yol açtığı ayrımcılık. Özellikle medyada yer alan ayrımcı ifadeler, Romanlar gibi kırılgan grupların daha da dışlanmasına yol açarken, önyargıları da pekiştiriyor. Maalesef önyargılar ayrımcılığın ötesinde, kimi yerde nefret söylemine dönüşüyor. Nefret söylemi konusunda da yeterince önlem alınmıyor. Bu suçu işleyenler yaptıklarıyla kalıyor.

6 Maddede Romanların Yanında Olmak

Ağın, bu konuda insan haklarına duyarlı sivil toplum aktivistleri ve kamuoyundan da beklentileri var: 

  • Romanlara yönelik önyargıları ve kalıp düşüncelerin sorgulanması,
  • Romanların maruz kaldığı nefret söylemi, sosyal dışlanma ve ayrımcılık konusunda ses çıkarılması,
  • Romanların tarihi, sosyal ve kültürel yaşamlarıyla, yaşadıkları ekonomik ve toplumsal sorunlara  ilişkin bilgilenme,
  • Romanların ayrımcı tutumlara maruz kaldığına tanık olunduğunda, onların yanında yer almak, 
  • Roman toplumuyla ilgili konularda karar almadan önce, onları karar süreçlerine katılmak,
  • Sadece 8 Nisan Dünya Romanlar Günü’nde ya da 6 Mayıs Hıdırellez’de değil, yılın tümünde  Romanların yanında olmak.
İlgili Eğitim