
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile bazı kanunlarda değişiklik öngören 30 maddelik teklifin komisyon görüşmeleri, 31 Mayıs Cumartesi günü başlayarak 1 Haziran sabahı tamamlandı. Sadece 15 saat süren bu görüşmelerin ardından, teklif 3 Haziran gecesi TBMM Genel Kurulu’nda ele alınmaya başlandı.
EŞİK, yargı sisteminde köklü değişiklikler öngören teklifin “reform” adı altında sunulmasına tepki göstererek, paketin Anayasa’ya aykırı düzenlemeler içerdiğini ve hak ihlallerine yol açabileceğini belirtti. Platform, bu yasa yapma sürecinin iktidarın hukuk güvenliğini ortadan kaldırma niyetini ise açıkça ortaya koyduğunu savundu.
Açıklamada, muhalefet partilerinin de sürece “cılız itirazlarla” eşlik ettiğine dikkat çekilerek, yargının siyasallaştığı, toplumsal muhalefetin kriminalize edildiği, kadınların ve hak savunucularının baskı altında tutulduğu bir ortamda atılan her adımın insan hakları, eşitlik ve hukukun üstünlüğü ilkeleri temelinde atılması gerektiği hatırlatıldı.
Kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+’lar için adalet uzaklaşıyor
EŞİK, 10. Yargı Paketi’nde İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışla daha da derinleşen şiddet ortamına karşı herhangi bir koruyucu önlem bulunmadığını, ayrıca kadınların ve çocukların adalete erişimde yaşadığı ayrımcılığa dair hiçbir iyileştirici adım atılmadığını belirtti.
Öte yandan, paketin ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayan ve yargı eliyle hak savunuculuğunu bastırmaya olanak tanıyan düzenlemeler içerdiği vurgulandı.
“Çocuğun Üstün Yararı” Bir Kelime Öbeği Değil, Evrensel Bir İlkedir
EŞİK açıklamasında, paketin çocuk adalet sistemi üzerindeki yıkıcı etkilerine de dikkat çekti.
Teklife göre, çocukların eğitim evine gönderilmeden doğrudan kapalı cezaevine alınmalarının önü açılıyor. Eğitim evlerinde kalan çocuklar ise, hangi kriterlere göre verildiği belli olmayan idari kararlarla kapalı cezaevlerine sevk edilebilecek. Ayrıca, çocukların da tıpkı yetişkinler gibi koşullu salıverme ve denetimli serbestlikten faydalanabilmek için bir süre cezaevinde kalmalarını zorunlu kılan düzenlemelere yer veriliyor.
Platform, bu düzenlemelerin yalnızca yetişkin ceza adaleti sistemini değil, çocuk adalet sistemini de tahrip ettiğini; başta “çocuğun üstün yararı” ilkesi olmak üzere ulusal ve uluslararası çocuk haklarına ilişkin normların yok sayıldığını belirtti.
İfade özgürlüğüne bir darbe daha
EŞİK, bant daraltma düzenlemesinin de özellikle sosyal medya platformları üzerinden sansür, hesap kapatma ve engellemeleri artıracağını söylerken, Anayasa Mahkemesi kararları ile gerekçelendirilen öngörülen değişikliklerin AYM kararlarına aykırı olduğunu da hatırlattı.