Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Gölbaşı direniş çukuru başlangıç; son değil!

Büyük Anadolu Yürüyüşü eylemcilerinin Gölbaşı'ndaki direnişlerinin 15. gününde düzenelenen destek toplantısı buruk geçti. Beklenenden az katılım oldu. Motivasyonları ne kadar düşse de eylemciler, direninişi sürdürmeye kararlı.

İçerik Alınlık Resmi

Büyük Anadolu Yürüyüşü eylemcilerinin Gölbaşı'ndaki direnişlerinin 15. gününde düzenelenen destek toplantısı buruk geçti. Beklenenden az katılım oldu. Motivasyonları ne kadar düşse de eylemciler, direninişi sürdürmeye kararlı.

Büyük Anadolu Yürüyüşü eylemcilerinin Gölbaşı'ndaki direnişlerinin 15. günü (4 Haziran).

Ankara'ya girerken polis tarafından durdurular ve yol kenarında kamp yapmak zorunda kalan Anadolu Yürüyüşçüleri, hafta başında direnişe destek çağrısı yapmışlardı. Destek vermek isteyenleri 4-5 Haziran'da Ankara Gölbaşı'ndaki "Kamp Alanı"na çadır atmaya davet etmişlerdi.

Eylem başladığından bugüne her akşamüstü yağmurun yağdığı Gölbaşı, 4 Haziran Cumartesi günü günlük güneşlikti.

21 Mayıs'ta Ankara merkeze yürürken durduruldukları iki metrelik bir alanda yedi sekiz saat boyunca sağanak yağışın altında beklemek zorunda kalmışlar. Bu nedenle bu alana "Gölbaşı Direniş Çukuru" diyorlar.

Otoyola bakan bu alanda sizi ilk olarak 'Anadolu'yu Vermeyeceğiz' pankartları, etrafında da yerel taleplerin dillendirildiği daha küçük pankartlar karşılıyor.

Çadırlarıyla konuşlandığı alan bir benzin istasyonu ve dinlenme tesisinin hemen yanı. Benzin istasyonunda ve etrafta polisler bekliyor.

Gölbaşı direnişçileri, hafta sonu yaklaşık üç bin kişi bekliyormuş fakat katılım bu sayının epey altında, gelip iyi niyet dileklerini söyleyip gidenlerle birlikte en fazla 100 kişi var alanda.

"Gelinen nokta motivasyonu düşürdü"

Konuştuğumuz eylemcilerin genel kanısı, büyük bir enerjiyle hiçbir engele takılmadan devam eden yürüyüşün geldiği bu noktanın herkes için motivasyon düşürücü olduğu. Gölbaşı'nda sıkışıp kaldıklarını düşünüyorlar.

Alana ilk girdiğimizde konuştuğumuz bir eylemci, burada sıkışmalarını sistemin bir parçası haline gelmek olarak algılıyor: "Bize durun dediler biz de burada durduk" diyor ve manifestoya hâlâ bağlı olduklarını ekliyor.

"Manifestoda talana karşı direneceğimizi söylemiştik, direnişe devam edeceğiz. Buradan yerele çekileceğiz. Herkes kendi vadisinde direnişe devam edecek"

Pazar günü destekle birlikte polis barikatları zorlama fikri atılmış ortaya, fakat Hopa'da yaşanan olaylar herkesi endişelendirmiş. Buraya çoluk çocuk gelen aileleri de riske atmak istememişler.

"Pankart kullanılmayacaktı ama.."

Konuştuğumuz çoğu eylemci için Gölbaşı direnişi bir son değil, başlangıç noktası. Buradan yerele geri dönecekler. Esasında Anadolu yürüyüşçüleri arasında son dönemde yaşanan yarılma da Gölbaşı'ndaki ortak sıkıntının bir nedeni.

Yolun başından beri hiçbir STK ve dernek ismini kullanmamaya özen gösteriyordu yürüyüşçüler, fakat bir kısım medyada "Doğa Derneği" ve "Su Meclisi" gibi oluşumların ismi daha çok ortaya çıkmaya başladı.

20 Mayıs'ta direnişçilerin bir kısmının ODTÜ Vişnelik'e gitmesi yürüyüşü ikiye böldü. Eylemciler özel olarak dernek ismi zikretmemeye çalışıyor, fakat tamamen bireylerin katılımıyla hiçbir çatı örgütünün olmamasıyla başlayan yürüyüşün bu duruma gelmesi herkesi sıkıntıya sokmuş.

"Pikniğe gelir gibi bir günde geri dönüyorlar"

Doğu Akdeniz kervanında yürüyen Sarıkeçili Yörüklerinden Pervin Çoban Savran, insanların bir günlüğüne gelip desteklerini söyleyip gitmesinden şikayetçi:

"Bize yemek getiriyorlar, sanki aciz ya da engelliymişiz gibi. Burada bedenen olmaları lazım. İnsanlar iki haftada bir pikniğe gidip evlerine dönüp huzura kavuşuyorlar. Ne zaman anlayacaklar ki insanı asıl mutlu eden doğanın içinde yaşamaktır. Herkes sırtını çevirmiş. Bu yolda daha fazla insanın bize katılmasını bekliyordum, olmadı. Ben 2004'ten beri mücadele ediyorum, mücadeleme de devam edeceğim"

http://bianet.org/bianet/toplum/130529-golbasi-direnis-cukuru-baslangic-son-degil

Share
İlgili Eğitim