
Türkiye genelinde 1300 gençle yapılan araştırmada, 15-24 yaş aralığındaki gençlerin yaşam koşullarını, eğitim durumlarını, cinsel sağlık ve üreme sağlığı hakkındaki bilgi düzeylerini ve çocuk evliliğine bakış açılarını derinlemesine incelendi.
Türkiye Gençlik Araştırması 2023 (TGA-2023) kapsamında görüşülen gençlerin %41’i erkeklerden; %59’u ise kadınlardan oluştu. Gençlerin %58’i 15-19 yaş grubunda; %42’si ise 20-24 yaş grubunda yer aldı.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü ve UNFPA işbirliğiyle gerçekleştirilen araştırmadaki nicel veriler "Gençlerde Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı & Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evlilikler" başlığında; nitel veriler ise "Gençlerin Perspektifinden Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evlilikler" başlığında olmak üzere iki ayrı raporda sunuldu.
Ergenlik ve cinsel sağlık bilgisi gençler arasında yetersiz
Gençlerin, kadınların ve erkeklerin ergenlik döneminde ortaya çıkan fiziksel, ruhsal ve cinsel değişimlere ilişkin bilgi seviyesinin yüksek olmadığı da araştırmanın öne çıkan sonuçlarından biri oldu.
Ergenlik dönemine dair bilgi eksikliği, özellikle kırsalda yaşayan, eğitimi düşük ve yoksul hanelerdeki 15-19 yaş arası gençler arasında daha da derinleşiyor. Kentlerde ve Batıda yaşayan gençlerin üreme organları bilgisi kırsal ve Doğu’da yaşayan gençlere göre belirgin şekilde daha yüksek.
Rapora göre, gençlerin %63’ü kadın üreme organlarından vajinayı; %41’i yumurtalıkları; %19’u ise rahmi biliyor. Erkek üreme organında ise durum daha da ilginçleşirken gençlerin %21’i herhangi bir erkek üreme organı bilmediğini beyan etti.
Gençler cinsel sağlık bilgisine internetten ulaşıyor, yakınlarıyla konuşmuyor
Gençlerin %64’ü üreme sağlığı, cinsel sağlık ve aile planlamasıyla ilgili bilgilere internet üzerinden erişirken sadece %19’u bu konularla ilgili bir yakınıyla veya başka bir kişiyle konuşuyor. Bu oran genç kadınlar arasında %23’e yükselirken genç erkekler arasında ise %15’e düşüyor.
Araştırmanın bu bölümünde en dikkat çeken sonuçlardan biri de gençlerin sadece %3’ünün gebeliği veya cinsel yolla bulaşan enfeksiyonları önleyici herhangi bir yöntemi temin etmek için bir sağlık kuruluşuna başvurması.
Cinsel yolla bulaşan hastalıkları tanımıyor, HPV aşısına ulaşamıyorlar
Gençler arasında gebeliği önleyici herhangi bir yöntem bilgisi yaygın. Araştırmaya göre bu oran %95 seviyesinde. Acil korunma hapını bilenlerin oranı ise %63.
Araştırmaya göre, gençlerin %53’ü herhangi bir cinsel yolla bulaşan enfeksiyonları (CYBE) duymuş. 2007’deki TGA araştırmasında bu oran %84’tü. 2023’teki araştırmada ise kadınların %26’sı, erkeklerin ise %33’ü herhangi bir enfeksiyon adı veremedi. Ayrıca CYBE isimlerini duymuş olan gençler de belirtiler konusunda yeterli bilgiye sahip değil.
Gençler arasında HPV aşısı olma oranları da çok düşük. Rapora göre, sadece %2’sinin HPV aşısı var. %53’ü ise ücretsiz olması durumunda HPV aşısı yaptırabileceğini söylüyor.
Regl adaletsizliği sürüyor
Genç kadınların %19’unun ihtiyacından daha fazla sayıda regl/ adet malzemesinin olmadığı; %12’sinin istedikleri sıklıkta değiştirebilecekleri sayıda regl/adet malzemesinin olmadığı; %17’sinin ise ellerindeki regl/adet malzemesinin bitmesi durumunda daha fazla malzeme alamayacaklarına dair endişe içinde oldukları görüldü.
Her dört genç kadından biri çocuk yaşta evleniyor
Araştırmaya göre 15-24 yaş grubu genç erkeklerin %97,7’si hiç evlenmemişken, genç kadınların %82,1’i hiç evlenmemiş. Buna paralel olarak, genç kadınların %17’si, erkeklerin ise %1,9’u evli. Boşanmış ve ayrı yaşayanların oranı bu yaş grubunda düşük seviyede.
Eğitim seviyesi ve evlenme eğilimleri arasındaki denklem de dikkat çekici. Özellikle ortaokul ve altı eğitime sahip olanlar arasında hiç evlenmeyenlerin oranı (%73,2) diğer alt nüfus gruplarına göre en düşük seviyede.
Raporda dikkat çeken bir başka konu ise başlık parasının halen devam etmesi oldu. Evliliklerin yaklaşık üçte birinde (%31) başlık parası verilirken, %33’ü ise akrabalar arasında yapılmış.
Evliliklerin %82’sinde evlenme kararı çiftin kendisi tarafından; %12’sinde aileler tarafından verilmiş, %5’i ise kaçma/kaçırılma yoluyla gerçekleşmiş. Genç kadınlar için ilk evlenme yaşı ortalama 19 olurken ve yapılan evliliklerin dörtte birinden fazlası (%27) çocuk yaşta gerçekleşmiş.
Zorla evliliklerde aile dinamikleri belirleyici rol oynuyor
Araştırmanın nitel kısmında genç kadınlar ve erkeklerin çocuk yaşta, erken ve zorla evliliklere ilişkin görüş, algı ve deneyimlerine ilişkin de veri toplandı.
Elde edilen bulgulara göre; çocukların evlerinde kendilerini özgür ve rahat hissetmemeleri, yeterince sevgi görmemeleri, özellikle babaların çocuklara karşı ilgisiz ve sevgisiz olması ve baskı yapması, çocukları evliliğe yönelten faktörler arasında en çarpıcı olanı.
Evde şiddete tanık olunması ya da maruz kalınması da evliliği bu sorunlardan kaçış ve çözüm gibi algılanıyor. Yine aileler, kız çocuklarını "korumak" ve namusla ilgili kaygılarını gidermek gibi nedenlerle de evlendirebiliyor.
Evlilik özellikle genç erkeklerin uyuşturucu bağımlılığı gibi sorunlarını rehabilite etme yöntemi olarak da görülüyor. Engelli bireyler için de benzer stratejiler uygulanabiliyor.
Eğitimde güvensizlik ve zorbalık, erken evliliği tetikliyor
Görüşmelerde, gençlerin dile getirdiği önemli konulardan biri de okulların yeni fırsatlar yaratmak veya yaratıcılığı teşvik etmek açısından sınırlı imkanlar sunduğu yönünde oldu. Öğretmenler ile öğrenciler arasındaki iletişimin kısıtlı olması, zorbalık, şiddet ve taciz gibi sorunlar okul terklerine yol açabiliyor. Sosyal çevreleri aile, okul ve akrabalarla sınırlı olan çocuklar, evliliği bu sınırlı çevrenin dışına çıkmanın bir yolu olarak algılayabiliyor.
Çocuk yaşta evlilikler, kız çocuklarını çoğunlukla hazır olmadıkları sorumluluklara zorlarken cinsiyete dayalı iş bölümlerini güçlendiriyor. Kız çocuklarının karar almada etkisi sınırlı olurken oğlan çocukları ise ailenin geçim yükünü taşıyor.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve sosyal normlar
Araştırma toplumun cinselliğe yaklaşımının da çocuk yaşta evlilikleri etkilemede rol oynadığını gösterdi. Ergenlik, cinsel sağlık ve üreme sağlığı gibi konuların konuşulamaması, çocuk yaşta evlilikleri besleyen toplumsal baskıları ve cinsiyet eşitsizliklerini derinleştiriyor.
Evlilik yetişkinliğe giden en hızlı yol olarak görülürken, evli statüsü gençlere toplumsal kabul ve saygı sağlayabiliyor. Ailelerinde, okullarında veya sosyal çevrelerinde saygı ve ilgi eksikliği çeken gençler; evlilik yoluyla, özellikle de ebeveynlik rollerini üstlendiklerinde, onay ve statü bulabiliyor.
Peki çözüm ne?
Araştırmanın politika önerilerinde, çocuk yaşta erken ve zorla erken evlilikleri ortadan kaldırmak ve çocuk haklarını savunmak ilk olarak, bu konunun toplumsal bir sorun olarak tanımlanması ve önlemek için strateji geliştirilmesi ve bu evliliklerin sonuçları hakkında kamuoyunun farkındalığının artırılması gerektiği söylendi:
- Çocuk yaşta yapılan evlilikler ve doğumların önlenmesine ilişkin olarak gerekli toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayıcı politika ve stratejilerin hayata geçirilmeli.
- İstenmeyen gebeliklere, acil korunma hapı kullanımına ve gebeliğin istemli bir şekilde sonlandırılması süreçlerine gerek olmayacak çözümlerin üretilmeli. Bu kapsamda, evli ya da evli olmayan gençlere yönelik CSÜS hizmetlerinin kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde yaygınlaştırılmalı.
- Gençlerin modern gebeliği önleyici yöntemlere erişiminin önü açılmalı, karşılanmamış ihtiyaca cevap verecek düzenlemeler yapılmalı ve bu konudaki yanlış bilgiler, farklı bilgi, eğitim ve iletişim araçları ile ivedilikle düzeltilmeli.
- CSÜS konusunda çevrimiçi ya da bireysel danışmanlık sistemi yoluyla sağlık personelinin, özellikle doktorların gençlerle buluşma imkanlarının genişletilmesi için çözümler üretilmeli. Ayrıca, gençlerin %53’ünün ücretsiz olması durumunda HPV aşısı yaptırabileceklerini belirtmesi göz önünde bulundurularak bu hizmete ulaşım kolaylaştırılmalı.
- CYBE alanında da gençleri sağlık personeliyle buluşturacak çözümlerin geliştirilmesi ve gençlerin eksik, hatalı ve yanlış içeriklere maruz kalmasının önlenmesi yaşamsal öneme sahip.
- Türkiye’deki genç kadınların %12-19’unun regl ya da dönem yoksulluğu içinde. Bu kapsamda, hijyenik pedlerin gereksinim içinde bulunan genç kadınlara ücretsiz sağlanması için politika ve stratejilerin üretilmesi gerekli. Kırsal alanlarda yaşayan, Doğu Bölgesinde yaşayan, düşük eğitime sahip olan ya da yoksul hanelerde yaşayan gençlerin dezavantajlı konumunun ortadan kaldırılmalı, bu alanlardaki konumlarını eşitlemeye yönelik politikalar hayata geçirilmeli.
- Ergen sağlığı, üreme sağlığı bilgisi konularında Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı aktif bir işbirliği içine girerek bu bilgileri yaşa uygun bir şekilde yapılandırılarak müfredata kazandırmalı.
