Ana içeriğe atla
Image
gençlik hakları
Share

"Türkiye’deki Gençlik Mücadelesi Gençlerin Birey Olma Mücadelesidir"

Gençlik Örgütleri Forumu'ndan Çağlar Yenilmez'le gençlik hakları kavramını, Türkiye'nin gençlik politikasını, son zamanlarda sıkça gündeme gelen Z kuşağını ve koronavirüs krizinde gençlerin neler yaşadığını konuştuk.

Türkiye 13 milyona yaklaşan genç nüfusuyla Avrupa Birliği (AB) üyesi 20 ülkenin nüfusunu geride bırakarak Avrupa'nın en geç ülkesi olma ünvanını taşıyor. Türkiye'de 15-24 yaş grubundaki genç nüfus, toplam nüfusun yüzde 15,6'sını oluşturuyor. Ancak nüfus içindeki ağırlıklarına karşın gençler eğitim, barınma, sağlık gibi temel haklara erişemiyor, katılım süreçlerine dahil edilmiyor ve araştırmalar gençlerin mutsuz olduğunu söylüyor.

Gençlik Örgütleri Forumu'ndan Gençlik Politikaları Uzmanı Çağlar Yenilmez, gençlerin sadece iş gücü ve seçim gündemlerinde dikkate alındığını söylüyor. Gençlerin politik süreçlere katılımının “gençlik kolları” içine sıkıştırıldığını söyleyen Yenilmez, seçim zamanı gençlerin tüm saha işlerinde iş gücü olarak önemli rol oynadığını da anlatıyor. 

Sermayenin istekleri doğrultusunda gençlerin sadece iş gücü olarak dikkate alındığını da anlatan Yenilmez, pandemide risk grubu olmalarına rağmen çalışmak zorunda bırakılan "gençlerin sermayedeki karşılığı gençlerin kendisinden hala daha önemli." diyor. 

Türkiye'nin tanımlı bir gençlik politikası olmadığını söyleyen Yenilmez, haklara erişimde sıkıntı yaşayan gençlerin "iyi genç" tanımlamasına da sıkıştırıldığını söylüyor. 

Çağlar Yenilmez'le gençlik hakları kavramını, Türkiye'nin gençlik politikasını, son zamanlarda sıkça gündeme gelen Z kuşağını ve koronavirüs krizinde gençlerin neler yaşadığını konuştuk. 

İlk olarak gençlik hakları kavramını sormak istiyorum. Neden gençlik hakkı diye ayrıca konuşuyoruz? İnsan hakları burayı kapsamıyor mu?

Gençlik hakları, gençlerin insan haklarını kapsıyor aslında. Söylem olarak gencin insan hakları demekle gençlik hakları demek arasında bir fark yok. Gençlik hakları kavramı, bu mücadeleyi işaret ettiği için bu söylem üzerinden ilerliyoruz.

Nasıl cinsiyete, ırka, inanca bağlı ayrımcılık var yaşa bağlı ayrımcılık da hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. Yaş ayrımcılığı(ageism) BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, ABD Haklar Bildirgesi gibi temel devredilemez haklara erişimin önünde büyük bir engel. Bu yüzden “Gençlik Hakları” gençlerin erişemediği veya erişiminin önünde büyük kısıtlar olan haklara odaklanıyor. 

Gençlik hakları neleri kapsar?

Gençlik hakları temel insan haklarından özgürlük, katılım ve çalışma haklarına daha çok odaklanmıştır. Üyesi olduğumuz Avrupa Gençlik Forumu gençlik haklarını 9 maddede tanımlıyor ve biz de bu tanım üzerinden ilerliyoruz. Bunlar ise sağlık hakkı, barınma hakkı, eğitim hakkı, siyasi katılım hakkı, yaşam hakkı, örgütlenme özgürlüğü hakkı, ifade özgürlüğü hakkı, ayrımcılıkla mücadele ve çalışma hakkı.

Peki, Türkiye'de gençlik hakları nasıl ele alınıyor? Bir gençlik politikasından söz edebilir miyiz?

Gençlik hakları, Türkiye’de yasal olarak maalesef tanımlı değil. Tanımlı olması bir yana gençlerin haklarını içeren bir gençlik politikası da mevcut değil. Yazılı ya da tanımlı olmasa da haklara erişimde ciddi sıkıntılar var. Gençler, görev sahiplerinin “iyi genç” tanımına sıkışmış durumunda.

Bu çerçevenin dışına çıktıklarında baskı ve ayrımcılık ile karşılaşıyorlar. Zaten son dönemde yapılan bütün gençlik araştırmaları da bu durumun sonuçlarını bizlere gösteriyor. Ruh hali olarak mutsuz, gelecek planı olarak da ülkeden gitmek isteyen gençler tüm araştırmalarda üst sıralarda.

Son günlerde daha yüksek sesle konuşulan, hemen herkesin radarına giren bir Z kuşağı var. Araştırmalara konu oluyorlar, siyasi partilerin gündemindeler.  Ancak gençlerin karar alma mekanizmalarına aktif katılımından söz etmek pek mümkün değil gibi. Siz uzunca bir süredir bu başlıkta çalışıyorsunuz. Neler söylemek istersiniz?

Gençler bir toplumsal grup olarak iki başlıkta çok gündem oluyor. Bir sermayedeki karşılığı önemli olduğunda diğeri ise sandıktaki karşılığı önemli olduğunda yani ulusal bir seçim olduğunda.

Z kuşağının şu an gündem olmasının sebebi herhangi bir seçim olursa önemli bir oy ağırlığının oluyor oluşu. Keşke görev sahipleri bu jenerasyon değişiminin farkında olup bu jenerasyonun değişen ihtiyaçlarını içerecek bir gençlik politikası oluşturduğu için bu tartışmaları yaşasaydık.

Z kuşağına dahil gençler şu an bir çevre hareketini öncüsü, tüm devletlerin politikalarını sarsacak aktivizm ortaya koyuyorlar. Peki biz ne tartışıyoruz? Z kuşağının oy verme davranışlarını.

Türkiye’de her zaman gençler nüfus dağılımı üzerindeki ağırlığı ve bunun üzerinden ortaya çıkan iş gücü, sandık gücü üzerinden tartışıldı yine aynısı oluyor. Gençlerle ilgili algı ve uygulanan politika bu olduğu için karar alma mekanizmalarında da bir yurttaş olarak bulunamıyor.

Türkiye’deki gençlik mücadelesi gençlerin birey olma mücadelesidir – bu karar alma mekanizmalarında da böyle sosyal yaşamda da. Karar alma mekanizmalarının makro düzeyde uygulayıcı siyasi partilerdir. Fakat siyasi partilerin iç yönetim sistemlerinde de gençler karar alma mekanizmalarına katılamıyor. İsmi “gençlik kolları” olan yapının içine sıkıştırılmış durumdalar. Siyasi partilerde de bir seçim gündemi olduğunda “gençlik kolları” partinin önemli bir yapısı haline geliyor. Çünkü afiş asma, sokak örgütlenmesi ve tüm saha işlerinde bir iş gücü olarak önemli rol oynuyorlar.

Biraz da içinden geçtiğimiz süreci sormak istiyorum. COVID-19 salgın sürecinde gençler hangi hak ihlallerine maruz kaldılar?

Pandemide, 20 yaş altı yurttaşlar sokağa çıkma yasağından dolayı sosyal baskıya maruz kaldı. Eğitim ve öğretimin çevrimiçi gerçekleştirilmesinden dolayı bilgisayara, internete erişemeyen gençler fırsat eşitsizliğine uğradı. KYK yurtlarından hızlıca çıkarılan gençlerin barınma hakkı gasp edildi. Günlük, yevmiyeli çalışan gençler çalışma hakkına erişemedi. Fikir ve düşünce suçundan dolayı özgürlüğünden mahrum edilmiş gençler, af döneminde cezaevinden çıkarılmadı. Bu dönemde eğitim ve öğretim çevrimiçi olduğu için bazı burs sağlayıcılar bursları kesti. Maddi açıdan dezavantajlı duruma düşenler ev sahipleri tarafından evden atıldı ve seyahat kısıtlamasından dolayı evine dönemeyenlerse geçici barınma alanlarında konaklamak zorunda kaldı. Öne çıkan sorunları ve hak kayıplarını bu şekilde özetleyebiliriz.

Biz pandemide gençlerin haklara erişimde yaşadığı sorunları izlemek için bir haritalama çalışmasına başladık. Haritayı açtığımız tarihten bugüne kadar tam 54 hak ihlali raporlandı. Bu 54 ihlalde en çok öne çıkan eğitim hakkı ve çalışma hakkı ile ilgili ihlaller. Bu iki temayı barınma ve sağlık hakkı takip ediyor.

Eğitim hakkı ile ilgili öne çıkan sorunlar bilgisayara, internete erişim ve okulların online eğitimi doğru kurgulayamamasından kaynaklanıyor. Çalışma hakkında ise işten atılan, maaş alamayan ve zorla izne çıkarılan gençler çoğunlukta.

En çok hak ihlali raporlamasını nüfus yoğunluğu ile paralel olarak İstanbul ve Ankara’dan aldık. Bölgesel olarak şu an sadece Karadeniz bölgesinden bir hak ihlali raporlayamadık.

Öte yandan GoFor hak ihlalleri haritasına veri giren gençlerin internete ve bilgisayara erişimi olan gençler olduğu da bir gerçek. Girilen verilerin yüzde 42’si anonim olarak girilmiş. Bu veri bize gençlerin etiketlenme endişesiyle sorunlarını kamusal alanda paylaşmakla ilgili çekincelerinin olduğunu gösteriyor.

Salgında, sokağa çıkma yasağı uygulanan gruplardan biri de gençler oldu. Ancak uygulamada herkese "eşit" davranılmadı. Peki, bunun yansımaları nasıl oldu?

TÜİK 15-24 yaş arası genç sayısını 12 milyon 955 bin kişi olarak açıklıyor. Türkiye’de gençler ile ilgili politikalar hayata geçirilirken yapılan en büyük yanlış bu 13 milyon insanı aynı ihtiyaçlara sahip kişiler olarak görmek.

Pandemi sürecinde alınan tedbirlerde de aynı bakış açısı vardı. Örneğin çalışmak zorunda olan gençlerle ilgili düzenleme yasaktan sonra geldi ve risk grubu olmalarına rağmen çalışmaya devam ettiler.

Bu süreçte gözlemlerimiz bize söylüyor ki; görev sahipleri için gençlerin sermayedeki karşılığı gençlerin kendisinden hala daha önemli. Bununla beraber çalışmayan gençler de ihtiyaçları gözetilmeksizin evlere hapsedildiği için ev içi şiddet mağduru genç sayısı arttı. Tabii bu artışı barınma hakkına erişebilen gençler için gözlemleyebiliyoruz. 

İlgili Dosyalar:

  1. BAŞLIK YOK [PNG] [2.72M]
  2. BAŞLIK YOK [PNG] [1.57M]
  3. BAŞLIK YOK [PNG] [1.57M]
Share
İlgili Eğitim