Ana içeriğe atla
Image
AB-TR
Share

AB Komisyonu 2023 Türkiye Raporu Yayımlandı: Sivil Toplum ve Örgütlenme Özgürlüğüne İlişkin Gerileme Devam Ediyor

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, 2022 Genişleme Paketi kapsamında yer alan "Türkiye Raporu"nu yayınladı. AB Komisyonunun AB ile tam üyelik müzakerelerini yürüten, aday ve aday olmak isteyen 10 ülkeyi kapsayan son değerlendirmelerinin yer aldığı 2023 Genişleme Paketi, AB Komisyonunun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi tarafından bir basın toplantısı ile duyuruldu. 

Türkiye Raporu'nda demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ile ilgili konularda ciddi eleştiriler yer alırken, sivil toplum ve örgütlenme özgürlüğüne ilişkin başlıklarda ise gerilemenin ciddi biçimde devam ettiği belirtildi.

Raporda şöyle denildi: 

"Sivil toplum ortamına ilişkin ciddi gerileme devam etmiştir. Sivil toplum, yetkililerin sürekli baskısıyla karşı karşıya kalmıştır.Olağanüstü hâl kapsamında kapatılan insan hakları örgütlerine, el koymalarla ilgili olarak herhangi bir hukuki başvuru yolu sunulmamıştır. İnsan hakları savunucusu Osman Kavala ve Gezi davasındaki diğer sanıklar, AİHM kararına rağmen şartlı tahliye olmaksızın cezaevinde kalmaya devam etmiştir. Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun'un uygulanması, sivil toplum üzerindeki kısıtlama ve baskıları daha da artırmıştır."

Olumsuz gelişmelere rağmen sivil toplum hayata aktif olarak katılmaya devam ediyor

Raporda tüm olumsuz gelişmelere rağmen, sivil toplumun sesini duyurmaya ve Şubat 2023 depremlerinden etkilenen insanlara destek sağlamak dahil olmak üzere sivil hayata aktif olarak katılmaya devam ettiği de vurgulandı.Raporda yeni mevzuat ve politikalar konusunda bağımsız sivil toplum kuruluşlarına etkin bir şekilde danışılmasını sağlayacak sistematik ve kapsayıcı mekanizmaların hayata geçirilmesi gerektiği de söylendi.

'Sivil toplum kuruluşları baskıyla karşılaştı'

Raporda Şubat 2023 depremlerinin hemen ardından sivil toplumun sahada yardım ulaştırırken yetkililerin baskısıyla karşılaştığı ve STÖ'lerin afetten etkilenen bölgelerdeki durum hakkında raporlama yapmasının engellendiği de not edildi. 

Raporda insan hakları örgütleri ve insan hakları savunucularının, kısmen Türkiye'nin geniş terör tanımı nedeniyle adli ve idari baskıya maruz kaldığı ancak bazı durumlarda yargının olumlu kararlar verdiği ve bazı insan hakları savunucularının beraat ettiği ve cezaevinden çıkarıldığı bilgisi de yer aldı.

Hükümete yakın bazı medya kuruluşlarının AB de dâhil olmak üzere özellikle uluslararası bağışçılardan fon kabul ettikleri için insan hakları savunucularını terörist ve suçlu olarak göstermeye devam ettiği belirtildi ve şöyle denildi:

"Üst düzey kamu görevlilerinin insan hakları savunucularının yargılandığı davalar hakkında yorum yaparken kullandıkları karalayıcı söylemler ciddi bir endişe kaynağıdır ve yargı süreçlerinin dürüstlüğü ve adil yargılanma hakkı konusunda şüphe uyandırmaktadır."

Raporda kadın örgütlerinin iftira, gözaltı, soruşturma ve tutuklama şeklinde baskılarla karşılaştığı ve  LGBTIQ sivil toplum örgütlerine ve kişilere karşı damgalama, nefret söylemi ve ayrımcı söylemin güçlü kalmaya devam ettiği not edildi.

"Sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını düzenleyen yasal çerçeve açıklıktan yoksun"

Raporda sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını düzenleyen yasal çerçevenin açıklıktan yoksun olduğu ve uygulama sırasında keyfilik riski taşıdığı vurgulanırken, derneklerin üyelerini İçişleri Bakanlığının bilgi sistemine kaydettirme zorunluğunun devam ettiği belirtildi. Bu yasal zorunluluğun örgütlenme özgürlüğüne ilişkin AGİT/Avrupa Konseyi ilkeleri ile uyumlu olmadığı da vurgulandı.

Raporda Yardım Toplama Kanunu'nun sivil toplum örgütlerinin bağış toplama faaliyetlerini caydırmaya devam ettiği, sivil toplum faaliyetlerini fiilen sınırlayan ağır izin şartları getirmeye devam ettiği de söylendi. Raporda şu notlar yer aldı: 

"Ağır vergilendirme, vakıfların ve derneklerin işleyişini ve gelişimini engellemiştir. Dernekler için "kamu yararı" ve vakıflar için "vergi muafiyeti" statüleri muğlak bir şekilde tanımlanmıştır ve Cumhurbaşkanı tarafından keyfi olarak verilmektedir. Türkiye'de sivil topluma mali destek sağlayan yabancı bağışçılar sık sık karalanmakta ve yararlanıcı STÖ'ler yabancı fonlardan yararlandıkları için faaliyetlerinin suç sayılması riskiyle karşı karşıya kalmaktadır.

2023 Genişleme Paketi'nde Türkiye ile birlikte Sırbistan, Arnavutluk, Karadağ, Kuzey Makedonya, Bosna Hersek, Kosova, Ukrayna ve Moldova yer alıyor. 

Raporun tamamını okumak için: https://neighbourhood-enlargement.ec.europa.eu/turkiye-report-2023_en

İlgili Eğitim