Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Anneler, gelecek nesiller için nükleere karşı bir arada

Nükleere Karşı Anneler İnisiyatifi'nden Ayman, "Oğlumun nükleer gibi kirli teknolojiler yüzünden acı çekmesini ve bedel ödemesini istemiyorum" diyor.

İçerik Alınlık Resmi

Nükleere Karşı Anneler İnisiyatifi'nden Ayman, "Oğlumun nükleer gibi kirli teknolojiler yüzünden acı çekmesini ve bedel ödemesini istemiyorum" diyor.

Sinoplu Aktivist Oğuz, Çernobil'in ardından tanıklıklarını anlatıyor.

Anneler, Gelecek Nesiller İçin Nükleere Karşı Bir Arada
Greenpeace Akdeniz Ofisi'nin girişimiyle bir araya gelen farklı yaş ve meslek gruplarından sekiz kadın, Nükleere Karşı Anneler İnisiyatifi'ni kurdu.

Hedefleri, gelecek nesillerin yaşam haklarına duyarlı kadınlar ve anneler olarak, nükleersiz bir gelecek yaratmak; enerji tasarrufunu ve daha fazla istihdam sağlayan temiz enerjilerin kullanımını yaygınlaştırmak.

Nükleere Karşı Anneler, bu hedefe Türkiye çapında duyarlılık yaratma faaliyetleri gerçekleştirerek ve karar vericileri etkileyecek işbirlikleri oluşturarak ulaşmaya çalışacak.

İnisiyatifin ilk üyeleri, Onkolog Prof. Dr. Nil Molinas Mandel, Gazeteci - Editör Oya Ayman, Radyocu - Yazar Ayça Şen, Matematik Mühendisi Deniz Çalışkan, Sinoplu Aktivist Hale Oğuz, İş Kadını - Danışman Nilüfer Arıak, Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Figen Doran ve Çevreci - Aktivist Pınar Aksoğan.

Ayman: Sevdiklerimin bedel ödemesini istemiyorum

Gazeteci Ayman, İnisiyatifte yer alma nedeni sorulduğunda, "Çernobil ve Fukişima'nın ardından yaşananlara karşı kim üç maymunu oynayabilir ki?" diyor.

"İnsanların kendilerine ve kendilerinden sonrakilere acı verici bedeller ödetecek yolu seçmesini ancak bir şuursuzluk durumu olarak nitelendirebilirim. Sevdiklerimin, oğlumun ve dünyadaki hiçbir çocuğun nükleer gibi kirli teknolojiler yüzünden acı çekmesini ve bedel ödemesini istemiyorum" diyor.

Oğuz: Ben o çığlığı duydum

Sinoplu aktivist Oğuz ise Çernobil'in ardından yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

"Sinop'tan sıklıkla gittiğim köyümde domatesler, salatalıklar, üzerlerine kaynar su dökülmüş gibi yanmıştı. Belli ki üzerimize radyasyon yağmıştı. Kısa bir ayrılıktan sonra 1992'de Sinop'a döndüğümde, hiç görmediğim kadar engelli çocuk gördüm. Ne zaman yanımda ne zaman canımda hissedeceğim sorusundan kendimi uzak tutmaya çalışırken, Sinop'ta nükleer santral kurulmak istendiğini öğrendim. İşte bu olamazdı... Ben o manzaraları görmüştüm, ben o çığlığı duydum. Yeni Çernobiller, Fukuşimalar olmasın."

Radyasyon en fazla bebek ve çocukları etkiliyor

Nükleer santrallerden sızan radyasyon en fazla anne karnındakileri, bebekleri ve çocukları etkiliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) 2010 yılı verilerine göre, Türkiye nüfusunun yüzde 25.6'sını 0-14 yaş grubundakiler oluşturuyor.

Greenpeace Akdeniz'in A&G araştırma şirketine yaptırdığı kamuoyu araştırmasına göre Türkiye'de kadınların yüzde 67.5'i nükleer enerji istemiyor.

* Nükleere Karşı Anneler İnisiyatifi hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

http://bianet.org/bianet/cevre-ekoloji/130415-anneler-gelecek-nesiller-icin-nukleere-karsi-bir-arada

Share
İlgili Eğitim