Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

İpekçi: Devlet İnsanlığa Karşı Suçlarla Yüzleşsin

Toplumsal Bellek Platformu'ndan Nükhet İpekçi, "insanlığa karşı işlenmiş suçlar" olarak nitelendirdiği Hrant Dink ve diğer siyasi cinayetleri aydınlatacak bir merci aradıklarını açıkladı.

İçerik Alınlık Resmi

Toplumsal Bellek Platformu'ndan Nükhet İpekçi, "insanlığa karşı işlenmiş suçlar" olarak nitelendirdiği Hrant Dink ve diğer siyasi cinayetleri aydınlatacak bir merci aradıklarını açıkladı.

"Adımızı biliyoruz ama bu cinayetleri kimlerin aydınlatacağını bilmiyoruz."

Toplumsal Bellek Platformu'ndan Nükhet İpekçi, dördüncü ölüm yıldönümünde Hrant Dink cinayetinde adaletin hala yerine getirilmemiş olmasına tepki gösterdiği konuşmasında, Dink davası gibi onlarca faili meçhul cinayetin çözülmeyi beklediğini ifade etti; devleti göreve çağırdı.

Agos gazetesinin penceresinden Dink'i anmak için gelen kitleye seslenen İpekçi, "Sizi bilmeyiz, ama biz sadece mezarlıklara ve mahkemelere gidiyoruz. O da eğer varsa. Kin ve intikam duygularıyla gitmiyoruz. Yüzleşmek için, gerçeği bütün boyutlarıyla görebilmek için gidiyoruz. Ve elbet, bu tür cinayetler bir daha asla işlenmesin, gelecek kuşaklar böyle bir utancı yaşamasın, taşımasın diye" dedi.

Dink gibi katledilen gazeteci Abdi İpek'nin kızı olan Nükhet İpekçi, yasalar "şimdilik yetersiz kalsa da" tüm bu cinayetlerin "insanlığa karşı işlenmiş suçlar" kapsamına girdiğininin bilincinde olduklarını söyledi.

İpekçi'nin, Hrant'ın Arkadaşları adına yaptığı açıklama şöyle:

Büyük bir aile olarak dördüncü defa buradayız. Artık akraba olduk. Kardeşimiz Rakel'in söylediği gibi, bizi acılarda akraba ettiler.

Böyle anma günlerinde bazen asıl konudan uzağa savruluyoruz. Direnişi simgeleyen sözlerimiz, mahkeme kapılarına gelince, dışarıda kalıyor.

Bazı resmî kurum ve kişilerin, çok örgütlü bir planla, büyük bir uyumla canından ettikleri Hrant Dink'in can hakkını biz ailece savunabilir miyiz buradan? Savunduğumuzu sanırız ama sözde kalır. Sözde kalmasa artık... Somut bir savunma olsa.

Arat kardeşimizin geçen seneki sözleri kulağımızda. Yıllardır, durmadan çoğalan ölülerimizle, bazen, içimizden yükselen bir hissin sesi, o sözler.

"Ben bu dünyanın camını, çerçevesini indirmek istiyorum. Babamın büstü var bir tane. Onu kırmak, parçalamak istiyorum. Ben büstleri sevmiyorum, ben insanları seviyorum"

Böyle bir kıstırılmışlık hali ve hukuksuzluğun sürekliliği içindeyken siz, en sevdiğinizi sanki bir daha bir daha öldürüyorlarmış gibi oluyor... Sanki sizi o katletme anıyla birlikte alıp da bir kafesin içine tıkmışlar gibi...

Oyalamışlar, göz göre göre yalanlar söylemişler, resmen alay etmişler. Hiçbir çıkış kapısı bırakmamışlar. Bizim yerimizde olsanız ne yapardınız? Hrant Dink cinayetinde adı geçen, çeşit çeşit kurumlardaki, tek tek herkese soralım: Size böyle davransalar siz ne yaparsınız?

Sizi bilmeyiz, ama biz sadece mezarlıklara ve mahkemelere gidiyoruz. O da eğer varsa. Kin ve intikam duygularıyla gitmiyoruz. Yüzleşmek için, gerçeği bütün boyutlarıyla görebilmek için gidiyoruz. Ve elbet, bu tür cinayetler bir daha asla işlenmesin, gelecek kuşaklar böyle bir utancı yaşamasın, taşımasın diye.

Dört yıldır, sorduğumuz sorular hâlâ havada.  Ama öğrendiğimiz bir şey var: bu tür cinayetleri artık sadece "siyasi cinayet" "linç" "katliam" gibi sözlerle tanımlamayacağız.

Çünkü, var olan yasalar, şimdilik yetersiz kalsa da, bunların, "insanlığa karşı işlenmiş suçlar" kapsamına girdiğini biliyoruz. Meçhulden kurtulduk. Artık bir adımız var.

Adımızı biliyoruz ama bu cinayetleri kimlerin aydınlatacağını bilmiyoruz.

Bilmek, görmek istiyoruz. Neredesiniz?

Hrant için, adalet için.

http://bianet.org/bianet/azinliklar/127277-ipekci-devlet-insanliga-karsi-suclarla-yuzlessin


Cinayetin Aydınlanması İçin Agos Önündeydiler

Dink anmasına katılanlar bianet'e konuştu; cinayetin gerçek faillerinin ortaya çıkartılamamasına öfke duyuyor, davanın bir an önce sonuçlanmasını istiyorlar.

Ölümünün dördüncü yılında Hrant Dink'i anmak üzere Agos Gazetesinin önünde bir araya gelenlerin ortak görüşü, cinayette devletin sorumluluğu olduğu yönünde. "Cinayete ve davada kayda değer bir ilerleme kaydedilememesine tepkimizi göstermek için buradayız" diyor, davanın bir an önce sonuçlanmasını, cinayetin arkasındaki güçlerin aydınlığa çıkartılmasını istiyorlar.

Beyda Önen (43, avukat): Anmaya katılmak için İzmir'den geldim. Dört yılda dava sürecinde hiçbir ciddi gelişme yaşanmadı. Keşke Hrant ölmeden önce önlem alınsaydı. Gittikten sonra elimizden gelen sadece onu anmak.

Tahir Sert (54, ayakkabıcı (Özgürlük ve Dayanışma Partisi Sarıyer İlçe Yöneticisi): Bunca adaletsizlik karşısında çok kızgınız. Çocuklarımızla, eşlerimizle buradayız. Kendimizi Hrant hissediyoruz.

Damla Sanbur (25, yönetmen): Bu siyasi cinayetin üzeri, özellikle kapatılmak isteniyor. Davalar sonuçlandırılmıyor. Bugün burada ilk günkü kadar geniş bir kalabalık olmamasında davada herhangi bir gelişme yaşanmamasının da etkisi var. Buna rağmen büyük bir kalabalık var ve davaları takip eden insanların sayısı, bugün burada olanlardan da fazla.

Sinem Atakul (24, öğrenci): Hrant'ı öldürenler İttihat ve Terakki'nin torunlarıdır.

Kazım Kürüm (47): Türkiye bir hukuk devleti değil. Bu cinayet de bizzat devletin işlediği bir cinayet.

İhsan Yıldız (50, emekli): Bugün biraz karamsarlığa kapıldım. Geçen yıl hava kötü olmasına rağmen burası daha kalabalıktı. Cinayet aydınlatılmadığı, gerçek failler açığa çıkamıyor. İnsanlarda yılgınlık var.

Semra Ocak (33, Halkevleri): Hrant Dink'in katili devlettir. Türkiye halklarının vicdanının rahat etmesi için faillerin yargılanması gerekiyor. Hrant'ın temsil ettiği değerlerin yaşatılması da en az davanın sonuçlanması kadar önemli.

Dilek Ersoy (öğretmen): Olup bitenler haksızlık. Bu cinayet ilk değildi ve biliyoruz ki bu dava daha da uzayacak.

Meliha Dağdeviren (42, evde çalışıyor): Bu dava ancak halk olarak üstüne gidersek sonuçlanabilir. Rakel Dink'in de söylediği gibi bebekten katil yaratıldı. Gerçek katiller de rütbe atladı ve ödüllendirildi. Mehmet Ali Ağca gibi bir kurban seçip ortaya koydular. Bu da onun gibi bir oyun. Tüm faşistler, Hrant gibi düşünenlerden korkarlar. Böyle cinayetlerin devamı da gelecek.

Savaş Yıldırım (35, öğretim görevlisi): Bu, devletin planladığı bir cinayet. Katilleri ve ideolojilerini paylaşanlar, davayı çözmekten korkuyorlar. Kürt sorununu ve diğer sorunları çözmedikleri gibi bunu da çözmeyecekler. Adaletin gerçekleşmesi için buraya gelmek kadar davayı takip etmek de önemli.

Görkem (16, lise öğrencisi): Hrant Dink'in öldürülmesine ve davanın dört yıldır sonuçlanmamasına tepkimizi göstermek için buraya geldik. Dava çözülemeyecek bence ama yine de yanlarında olduğumuzu bilsinler istedik.

Davut (54, mali müşavir): Adalete bir nebze katkımız olsun diye buradayız.

Elif Gençkal - Ayşe Söylemez

http://bianet.org/bianet/insan-haklari/127280-cinayetin-aydinlanmasi-icin-agos-onundeydiler

Share
İlgili Eğitim