Ana içeriğe atla
Image
Haber yatay görseli
Share

Kanun teklifi ve gerekçesine ilişkin Tohum Otizm Vakfı görüşü

Kanun teklifinin bu kadar aceleye getirilmiş olması, bilimsel verilerle desteklenmemesi, kamuoyu ve paydaşlar tarafından yeterince tartışılmadan TBMM gündemine alınması; Tohum Otizm Vakfı tarafından üzüntüyle karşılanmıştır. Vakfımız, eğitimin başarısında, nitelikli öğretmenler tarafından sunulan etkili öğretim hizmetlerinin öneminin, diğer unsurların tümünün önünde olduğu görüşündedir. Eğitimin yeniden yapılandırılması süreci, her şeyden önce, nitelikli öğretim temeline dayandırılmalıdır.

Kanun teklifinin bu kadar aceleye getirilmiş olması, bilimsel verilerle desteklenmemesi, kamuoyu ve paydaşlar tarafından yeterince tartışılmadan TBMM gündemine alınması; Tohum Otizm Vakfı tarafından üzüntüyle karşılanmıştır. Vakfımız, eğitimin başarısında, nitelikli öğretmenler tarafından sunulan etkili öğretim hizmetlerinin öneminin, diğer unsurların tümünün önünde olduğu görüşündedir. Eğitimin yeniden yapılandırılması süreci, her şeyden önce, nitelikli öğretim temeline dayandırılmalıdır.

Okulöncesi dönemin insan hayatındaki önemi yüzlerce araştırmayla ortaya konmuşken, okulöncesi eğitimin bu kanun teklifinde zorunlu hale getirilmemiş olması, önemli bir eksiklik olarak dikkati çekmektedir. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’yle okulöncesi eğitim 2006 yılında 36 aydan büyük tüm engelli çocuklar için zorunlu hale getirilmiştir. Önerilen İlköğretim ve Eğitim Kanunu’yla da, okulöncesi eğitimin tüm çocuklar için zorunlu kılınması gerektiğini düşünmekteyiz.

Kanun teklifinde ve teklif gerekçesinde engelli öğrencilerden ve kaynaştırma eğitiminden hiç söz edilmemesi, engelliler alanında çalışan bir STK olan Vakfımızda hayal kırıklığı yaratmıştır. Öte yandan, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması, engelli öğrenciler dahil tüm öğrenciler için olumlu bir gelişme gibi görünmekle birlikte, bu sürenin kesintili olarak 4+4+4 şeklinde düzenlenmiş olması, tüm öğrenciler için çok ciddi sakıncalar taşımaktadır. Kanun teklifinde dördüncü sınıftan sonrası için muğlak bir açık öğretim ve mesleki yönlendirmeden söz edilmektedir. Bu yaklaşım, sınıfın genelinden farklı davranış ve öğrenme özellikleri gösteren öğrencilerin; dolayısıyla, engelli öğrencilerin önemli bir bölümünün, kolayca örgün eğitim sisteminin dışına itilmeleri tehlikesini barındırmaktadır. Bu durum, engellilerin büyük savaşımlarla elde ettikleri sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim haklarının ellerinden alınması anlamına gelmektedir.

Dördüncü sınıftan (10 yaştan) sonra mesleğe yönlendirme yapılmasının engelliler dahil tüm öğrenciler için çeşitli sakıncaları söz konusudur: (a) bu kadar küçük yaşta başkalarından bağımsız olarak ve isabetli şekilde meslek seçimi yapılması mümkün değildir, (b) mesleki eğitim için sekiz yıl gibi uzun bir süreye ihtiyaç yoktur, (c) temel kavramlar edinilmeden başarılı şekilde mesleki eğitim almak mümkün değildir, (d) mesleki eğitim yaşının aşağıya çekilmesi çocuk işçiliği artıracaktır, (e) bütün eğitim sisteminin mesleki eğitime göre yapılandırılması uygun bir yaklaşım gibi görünmemektedir.

Özetle, Vakıf olarak, temel eğitimin kesintisiz olması ve engelliler dahil tüm öğrenciler için kapsayıcı ve bütünleştirici bir temel eğitim niteliği taşıması gerektiği görüşündeyiz. Ayrıca, eğitimde süre artırımının öncelikle okulöncesi dönem için kullanılmasını; böylece, hem tüm çocukların ücretsiz okulöncesi eğitim olanaklarına kavuşmasını, hem de engelli çocukların okulöncesi kaynaştırma ortamlarına erişimlerinin kolaylaşmasını istemekteyiz.

Tohum Otizm Vakfı olarak, yukarıda belirttiğimiz kaygılardan hareketle, bu kanun teklifinin bilimsel veriler ışığında yeniden gözden geçirilmesini diliyoruz.

http://tohumotizm.org.tr/Haberler.asp?HaberID=174

Share
İlgili Eğitim